Orijinal adı Argyria olan Arjiri hastalığı, vücutta uzun süre boyunca gümüş birikmesi sonucunda ortaya çıkabilen, oldukça nadir görülen bir cilt rahatsızlığıdır. Bu durum özellikle güneş ışığına maruz kalan bölgelerde belirgin hale gelir. Hastalık ilerledikçe birçok dokuda mavi-gri bir renk değişimi görülür. Üstelik bu renk değişimi kalıcıdır ve zamanla daha da belirginleşir.

Arjiri hastalığının ilk belirtileri genellikle ağızda başlar. Erken evrelerde diş etleri gri-kahverengi bir renge döner. Ardından ciltte metalik gri ya da mavi-gri bir renk değişimi ortaya çıkar. Bu değişimin hızı kişiden kişiye farklılık gösterir ve maruz kalınan gümüş miktarına bağlı olarak değişir.
Bazı durumlarda bu süreç yalnızca birkaç ay gibi kısa bir sürede gelişebilir. Bazense bu renk değişimi yıllar içinde yavaş yavaş ortaya çıkar. Hastalık kimi zaman yalnızca cildin belirli bölgelerinde etkili olurken, bazı vakalarda tüm vücut renginin değişmesine yol açar.
Renk değişikliği genellikle alın, burun, eller ve güneşe daha çok maruz kalan diğer bölgelerde belirginleşir. Göz aklarının ve tırnak yataklarının da mavi-griye dönmesi mümkündür. Ayrıca bazı kişilerde iç organların da mavimsi bir renk aldığı bildirilmiştir. Ancak bu durum, kişi ameliyat edilmediği sürece fark edilemeyecektir.

Arjiri Hastalığı Neden Ortaya Çıkar?
Hong Kong’da yaşayan 84 yaşındaki bir adam, prostat büyümesi şikâyetiyle hastaneye başvurduğunda doktorlar beklenmedik bir manzarayla karşılaştı. Adamın cildi, hatta göz akları bile gümüş-gri renge bürünmüştü. Yapılan ayrıntılı inceleme, vücut dokularında gümüş birikintilerini ortaya çıkardı.
Bu tür vakalar tekil bir gariplikten ibaret değil. 2007 yılında Paul Karason adlı bir adam, sinüs ve cilt sorunlarını tedavi etmek amacıyla evde hazırladığı bir gümüş klorür çözeltisini içtikten sonra “mavi adam” olarak basına yansımıştı. Karason örneği dışında da benzer vakalar birçok kez kayıtlara geçti.

Bu çarpıcı örnekler, bedenimizin tükettiğimiz maddelere nasıl fiziksel yanıtlar verebildiğini gösteriyor. “Ne yersen osun” sözü genellikle beslenme ve genel sağlık durumu için söylenir, ancak bu ifade bazı durumlarda tam anlamıyla gerçeğe dönüşür. Yukarıdaki vakalar, vücutta gümüş parçacıklarının birikmesiyle ortaya çıkan Arjiri hastalığının dramatik örneklerini yansıtır.
Gümüş, geçmişte antimikrobiyal özellikleri nedeniyle tıpta yaygın olarak kullanılıyordu. Ancak günümüzde elde edilen veriler, gümüşün fazla miktarda vücuda alınmasının cilt üzerinde kalıcı değişimlere yol açabileceğini açıkça ortaya koyuyor. Arjiri hastalığında, gümüş iyonları kan dolaşımına girerek derinin alt tabakalarına, yani vücudun kolayca temizleyemediği dermis katmanına yerleşir. Bu katman, aynı zamanda dövme pigmentlerinin de bulunduğu alandır.
Güneş ışığı bu etkiyi daha da artırır. Fotoreduksiyon adı verilen bir süreçle, gümüş iyonları metalik gümüşe ya da benzeri bileşiklere dönüşür. Bu kimyasal tepkime sonucunda, açık tenli kişilerde cilt mavimsi ya da grimsi bir renge bürünür. Koyu tenli bireylerde ise bu değişim daha çok koyu gri ya da arduvaz mavisi tonlarında kendini gösterir.
Arjiriye benzer, bir durum da kriyazis olarak bilinir. Bu rahatsızlıkta, vücutta biriken altın parçacıkları ciltte renk değişimine neden olur. Tarihsel olarak, altın bazlı tedaviler bazı iltihaplı hastalıklar için zaman zaman kullanılmıştır. Ancak bu tedavileri alan bazı hastalarda, tıpkı arjiride olduğu gibi, geri döndürülmesi zor olan belirgin bir cilt rengi oluşmuştur.
Kolloidal Gümüş Suyu Bu Hastalığa Neden Olur mu?

Gümüş, yüzlerce yıldır tıbbi amaçlarla kullanılan bir elementtir. Bugün bile, gümüş parçacıklarının sahip olduğu antibakteriyel özellikler sayesinde yara iyileşmesini destekleyen topikal (cilde uygulanan) ürünlerde kullanılmaya devam edilmektedir.
Yanıklar ve yaralar için kullanılan bazı bandaj ve pansuman malzemelerinde gümüş vardır. Yeni doğan bebeklerde konjonktivitin önlenmesi amacıyla kullanılan bazı göz damlaları da gümüş içermektedir. Cilde az miktarda ve dışarıdan uygulandığında gümüşün arjiri hastalığına yol açtığı düşünülmemektedir. Ancak ağız yoluyla alınan kolloidal gümüş içeren ilaçlar, yasal olarak onaylı değildir.
Kolloidal gümüş suyu, ticari olarak besin takviyesi şeklinde satılan bir üründür. Alternatif ya da homeopatik tedavi yöntemi olarak popülerlik kazanmış bu madde, bağışıklık sistemini güçlendirdiği, iyileşmeyi desteklediği ve enfeksiyonları önlediği ya da tedavi ettiği iddialarıyla pazarlanmaktadır.
Kolloidal gümüş ürünlerini pazarlayanlar, bu maddenin gripten zatürreye, kanserden bağışıklık sistemi hastalıklarına kadar pek çok sağlık sorununu önleyip tedavi edebileceğini iddia etmektedir. Ancak bu tür iddiaları destekleyen güvenilir bilimsel araştırmalar bulunmamaktadır. Üstelik, ağız yoluyla alınan kolloidal gümüş ciddi yan etkilere neden olabileceği için sağlık otoriteleri tarafından önerilmemektedir.
Sonuç Olarak
Bu renkli hikâyeler yalnızca estetik bir mesaj taşımıyor. Aynı zamanda, vücudumuza aldığımız maddelerle kurduğumuz ilişkinin ne kadar hassas bir dengeye dayandığını gözler önüne seriyor. İster faydalı pigmentler, ister beklenmedik yan etkiler olsun, tüm bu örnekler bize şunu hatırlatıyor. Gıdalar hem şifa olabilir hem de bizi dönüştürebilir. Ve bu dönüşüm bazen dış görünüşümüze kadar yansır. Bu nedenle şu söz, sadece mecaz anlamda değil, kelimenin tam anlamıyla doğrudur: Ne yersek oyuz.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- How Colloidal Silver Causes Blue Skin. Yayınlanma tarihi: 3 Temmuz 2023. Bağlantı: How Colloidal Silver Causes Blue Skin
- Wadhera A, Fung M. Systemic argyria associated with ingestion of colloidal silver. Dermatol Online J. 2005 Mar 1;11(1):12. PMID: 15748553.
- Drake PL, Hazelwood KJ. Exposure-related health effects of silver and silver compounds: a review. Ann Occup Hyg. 2005 Oct;49(7):575-85. doi: 10.1093/annhyg/mei019. Epub 2005 Jun 17. PMID: 15964881.
- Liu J, Wang Z, Liu FD, Kane AB, Hurt RH. Chemical transformations of nanosilver in biological environments. ACS Nano. 2012 Nov 27;6(11):9887-99. doi: 10.1021/nn303449n. Epub 2012 Oct 17. PMID: 23046098; PMCID: PMC3508364.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel