Sağlıklı Yaşayalım

Pek Çok Kanser Türü Varken Neden Kalp Kanseri Yoktur?

Akciğer, meme ve beyin kanseri gibi pek çok kanser türünü sıkça duyuyoruz. Ancak dikkat çekici bir durum var: Kalp hastalıkları dünya genelinde en yaygın ölüm nedenlerinden biri olmasına rağmen, kalp kanserine neredeyse hiç rastlanmaz ve genellikle gündeme gelmez.

Kalbimiz biz doğmadan önce çarpmaya başlar ve son nefesimize kadar kanımızı damarlarımıza pompalayarak bütün organlarımızın ve kaslarımızın fonksiyonlarını yerine getirmesini sağlar. Kalp 7-24 çalıştığı için yaşlanan ve bozulan hücrelerinin yerine yenilerini koymaya vakti yoktur.

Kanser, vücudumuzdaki hücrelerin çeşitli nedenlerle kontrolsüz bir şekilde değişime uğraması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu nedenle, her hücrenin potansiyel olarak kansere dönüşme riski vardır. Ancak bazı organlarda kanser daha seyrek ortaya çıkar.

Örneğin, kalp kanseri son derece nadirdir. Araştırmalar, her 10.000 kişiden yalnızca 3’ünde kalp kanseri geliştiğini göstermektedir. Buna karşılık, her 20 kadından birinde meme kanseri görülmektedir. Bu durum, neden bazı organlarda kanserin daha yaygın, bazılarında ise çok nadir olduğunu merak ettirir.

Kanser Nasıl Oluşur?

Vücudumuzda yaşamın temel birimleri olan 200’den fazla farklı hücre türü vardır. Her biri özgün işlevlere sahiptir ve akciğer, karaciğer, deri ve beyin gibi organlarda organize şekilde yer alır.

Kalpde kanser oluşumu pek kolay değildir. Ancak imkansız da değildir. 

Hücreler; büyümek, yaşlanan ya da hasar gören hücrelerin yerini almak ve dokuları onarmak amacıyla yeni hücreler üretir. Bu sürece hücre bölünmesi denir. Vücuttaki her hücre türü farklı hızlarda bölünür. Bu hız, hücrenin görevine ve bireyin yaşına göre değişir.

Örneğin, gelişmekte olan bir insan embriyosundaki hücreler çok hızlı çoğalır. Yalnızca üç gün içinde dört kez bölünür. Cilt, saç ve tırnak hücreleri yaşam boyu düzenli olarak yenilenirken, kemik hücreleri daha yavaş bir döngü izler. Yaklaşık her on yılda bir iskelet tamamen yenilenir.

Ancak bu süreç her zaman kusursuz işlemez. Zararlı kimyasallar, ultraviyole ışınları ya da radyasyon DNA’ya zarar vererek mutasyonlara neden olabilir. Bazı mutasyonlar ise kendiliğinden ortaya çıkar. Eğer bu genetik değişiklikler, hücre bölünmesini denetleyen genleri etkilerse, kontrolsüz çoğalma başlar ve bu da kanserin gelişmesine yol açar.

Kalp Kanseri Neden Nadirdir?

Kalp, embriyonik gelişimin erken döneminde oluşur ve çalışmaya başlayan ilk organ olur. Ancak doğumdan sonra kalp hücreleri çok az bölünür; 20’li yaşlardan itibaren bu oran daha da düşer. Ortalama bir insan, yaşamı boyunca kalp hücrelerinin yalnızca yarısından azını yeniler. Yani doğduğunuzda sahip olduğunuz hücrelerin yaklaşık yarısı, ömrünüz boyunca kan pompalamaya devam eder.

Bu durum, kanser riskini azaltan en önemli etkenlerden biridir. Hücreler ne kadar seyrek bölünürse, DNA kopyalanırken hata yapma olasılığı da o kadar düşer.

Kalbin vücuttaki konumu da onu bazı kanserojen etkenlerden korur. Örneğin, cilt hücreleri doğrudan ultraviyole ışınlarına maruz kalır; akciğer hücreleri ise solunan zararlı maddelerle temas eder. Kalp, göğüs kafesinin içinde yer aldığı için bu tür dış etkilere daha az maruz kalır.

Ancak hücrelerin yavaş bölünmesi bazı dezavantajlar da yaratır. Hastalık, yaralanma ya da yaşlanma gibi durumlarda hasar gören hücreleri onarmak veya yenilemek zorlaşır.

Hastalığın en ölümcül ve en kötü şöhretli özelliği metastazdır.

Her ne kadar kalp kansere karşı direnç gösterse de, tümörler yine de gelişebilir. Bu genellikle, vücudun başka bir bölgesinde oluşan kanser hücrelerinin kalbe ulaşmasıyla gerçekleşir. Bu sürece metastaz denir. Özellikle bazı cilt kanserleri ve göğüs bölgesindeki tümörler, nadir de olsa kalbe yayılabilir.

Kalp kanseri, kalbin kendini yenileme potansiyeline dair önemli ipuçları sunar

Kalp hücrelerinin nasıl bölündüğünü ve bu sürecin hangi koşullarda değiştiğini anlamak, hastalıkların nedenlerini açıklamaya ve yeni tedavi yaklaşımlarını geliştirmeye yardımcı olur.

Örneğin, kalp hücrelerinin bölünmesini inceleyen araştırmalar, kalbin neden kalp krizi sonrasında kendini yeterince onaramadığını açıklamaya katkı sağlamıştır. Bu çalışmalar, sağlıksız kalplerde hücrelerin sağlıklı kalplere göre daha fazla bölündüğünü, ancak bu artışın tek başına iyileşme için yeterli olmadığını ortaya koymuştur.

Bilim insanları, yeni teknolojiler sayesinde kan hücrelerini kalp hücrelerine dönüştürerek hastalık modelleri geliştiriyor ve kalp dokusunu yenileme hedefine adım adım yaklaşıyor. Bu tür araştırmalar, hem kalp hastalıkları hem de kalp kanseri için yeni tedavi yöntemlerinin önünü açıyor.

Kanserin neden ortaya çıkmadığını anlamak, neden ortaya çıktığını bilmek kadar önemlidir. Bu iki sorunun yanıtı büyük ölçüde kalbin kendisinde gizlidir.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

  • There are many kinds of cancer, so why is there no heart cancer? Yayınlanma tarihi: 6 Kasım 2000; Kaynak site: Scientefic American. Bağlantı: There are many kinds of cancer, so why is there no heart cancer
  • Teschendorff AE. On epigenetic stochasticity, entropy and cancer risk. Philos Trans R Soc Lond B Biol Sci. 2024 Apr 22;379(1900):20230054. doi: 10.1098/rstb.2023.0054. Epub 2024 Mar 4. PMID: 38432318; PMCID: PMC10909509.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Bir Yorum

  1. Bilgiyi ayrımsız paylaşmak kadar güzeli olmasa gerek..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir