Tıp ve Sağlık

Neden Hapşırırız? Hapşırığı Tutmak Gerçekten Zararlı mı?

Vücudunuz bakteri, kir, toz, küf, polen veya duman gibi burnunuzda olmaması gereken bir şey hissettiğinde bu durumdan rahatsız olur. Bunun sonucunda da kısa bir süre sonra hapşırırsınız. Sonucunda bu vücudun doğal bir savunma mekanizmasıdır.

Burnunuza kaçabilecek farklı türden şeyler nedeniyle hastalanmanızı veya yaralanmanızı önlemeye yardımcı olur. Hapşırık, burnu kaplayan, hücre tabakası, yani solunum yolu epitelinin rahatsız olarak üçlü kafatası sinirlerinin ucunu tetiklemesi, buradan da beyne hapşırma refleksini başlatması için mesaj vermesiyle olur. Hapşırmanın tıptaki adı “sternutasyon”dur.

Ancak bu durum yalnız başımıza olduğumuz zamanlarda fazla sorun olmasa da özellikle bir ders, bir konferans ya da toplu taşıma gibi ortamlarda bir çok kişi hapşırığını tutmayı tercih eder. Bunun için yapılacak yaygın uygulama da el ile ağız ve burunu kapatma bir yerde sorunu içeride halletmektir. Ancak araştırmalar, hapşırığı tutmanın sağlığınız için tehlikeli olabileceğini ve bazen ciddi komplikasyonlara neden olabileceğini gösteriyor.

Yapılan araştırmalara göre bir hapşırık, vücuttan 150 km/saate kadar hızda hava itebiliyor. Ayrıca hapşırıkların önceden düşünüldüğünden çok daha uzağa ulaşabildiği de kanıtlandı. Bir hapşırığın hızlı çekim videosunda sümüksü püskürtünün, ayrı damlacıklar olarak değil de görünmez bir gaz bulutu içerisindeki damlacıklar hâlinde hareket ettiği ve bu sebeple tahmin edilenden beş ile iki yüz kat arasında daha uzağa ulaşabildiği görüldü.

Hapşırığı Tutmanın Zararları Nelerdir?

Öncelikle her ne kadar hapşırmayı tutmak çok iyi bir fikir olmasa da, bu nedenle bazı kaynakların yazdığı gibi “kafanızın patlaması” ihtimali fazla da olası değildir. Durum gerçekten de bu biçimde olsaydı emin olun konu ile ilgili yapılan araştırmalar er geç size ulaşırdı. Yani hapşırığı tutma neticesinde karşılaşacağınız risk küçüktür. Ancak yine de risk risktir.

Yabancı maddeler soluduğumuzda burnumuzda ve sinüslerimizde bulunan algılayıcılar bunları tespit eder. Burun deliklerinde ve sinüslerde bulunan küçük tüylere ve ilgili sinirlere işaret gönderirler. Bu sırada beynimiz de akciğerlerimize istenmeyen maddelerin dışarı atılması emrini verir. Böylelikle, soluk borumuz yoluyla ağız ve burnumuzdan çok güçlü bir hava çıkışı gerçekleşir. Biz de bunu hapşırmak olarak isimlendiririz.

Hapşırdığınızda, vücudunuz solunum sisteminizde basınç üretir. Bu, sinüslerinizi, burun boşluğunuzu ve boğazdan aşağı akciğerlerinize kadar içerir. Sonuçta hapşırık sırasında ağız ve burnu kapamak, solunum sistemi içindeki bu basıncı hapşırmanın kendisinin neden olduğu basıncın yaklaşık 5 ila 24 katına kadar artırır. Zaten olası zarar bu basınç ile ilgilidir.

Uzmanlar, bu basıncın kulak zarınızın (hatta her iki kulak zarının) yırtılmasına ve işitme kaybına neden olmasının mümkün olduğunu söylüyorlar. Bu durum genellikle kendiliğinden iyileşecektir ancak bazı durumlarda ameliyat gerekir.

Ayrıca burnunuzun, orada olmaması gereken şeylerden temizleme ihtiyacı nedeniyle hapşırma gerçekleşir. Buna bakteriler de dahildir. Hava çıkış noktalarını kapamanız, havanın burun pasajlarınızdan kulaklarınıza doğru yönlenmesine neden olur. Bunun sonucunda da bakteriler orta kulağınıza taşınır. Bu da elbette enfeksiyona neden olacaktır. Ayrıca artan basınç, burun pasajlarındaki kan damarlarının sıkışmasına ve patlamasına da neden olma potansiyeli taşır.

Hapşırığı Tutmak İnsanı Öldürür mü?

Hapşırma refleksi, göz kapaklarından vücuttaki tüm delikleri çevreleyen kaslara kadar vücuttaki kasların tümünü tetikler. Ancak gözlerimizi neden kapattığımızı henüz tam olarak bilmiyoruz. Bu durumun sinir sistemimizin yapısıyla alakalı olabileceği düşünülüyor. Ayrıca vücudun, burunsal geçitleri korumakla gözleri korumak arasında kurduğu bir bağ da söz konusu olabilir. Öyle ki her dört kişiden biri parlak gün ışığında hapşırır.

Hapşırıklarını tutarak ölen insanların rapor edilmiş ölümlerine rastlamamış olsak da, teknik olarak bunun gerçekleşmesi imkansız değildir. Hapşırmayı tutmaktan kaynaklı beyin anevrizması, boğaz yırtılması ve akciğerlerin çökmesi gibi ciddi sorunlara neden olan vakalara rastlanmıştır. Ancak bunlar oldukça nadir durumlardır. Çoğu zaman, hapşırığı tutmak başınızı ağrıtmaktan fazlasını yapmaz.

Bu arada son bir hatırlatma. Sanılanın aksine hapşırdığınızda kalbiniz durmaz. Ancak, kalp durmuş gibi hissedilir çünkü hapşırmadan hemen önce göğüste büyük bir basınç oluşur. Sonuçta bu kısa süreli ani basınç artışı kalp atışınızın ritmini etkiler. Bununla birlikte, kesinlikle kalbin atmasını engellemez.

Sonuç olarak en iyisi siz sosyal normları dikkate almayın. Bunun yerine vücudunuzun ihtiyaç duyduğunda hapşırmasına izin verin. Sonuçta emin olun. Bunu herkes yapıyor. Ayrıca göz atmak isterseniz: Selfie’ler Neden Burnunuzdan Nefret Etmenizi Sağlar?


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu