Kimya

İki Nobel Ödülü Madalyası Nasıl Yok Edilir?

Almanya 1940’ta Kopenhag’ı işgal ettiğinde, fizikçi Niels Bohr iki Nobel Ödülü madalyasına sahipti. Ama bunlar aslında onun madalyaları değildi. İlki 1914 Fizik Ödülü’nü kazanan Max von Laue’ye, ikincisi ise 1925’te fizik ödülü kazananı James Franck’a aitti. Birisi Yahudi diğeri Nasyonal Sosyalistlerin muhalifi olan bu iki bilim insanı, madalyalarını gizlice Kopenhag’daki Bohr’un teorik fizik enstitüsüne göndermişlerdi.

Ancak bir sorun vardı. O sıralarda altının Almanya dışına çıkarılması yasaktı. Bilindiği gibi Nobel ödülleri de 23 karat altından yapılmaktadır. İşte bu durum nedeniyle Alman bilim insanları endişeliydi. Sonuçta bu davranışları fark edilirse onların infazlarına neden olabilirdi.

James Franck, 1925 Nobel Fizik Ödülü’nü kazanan bir Alman fizikçiydi ( sol). Max von Laue,ise X ışınlarının kristaller tarafından kırınımını bulduğu için 1914 yılında Nobel Fizik Ödülünü alan Alman fizikçi idi. Ancak her ikisi de Nobel ödüllerinden kurtulmak zorunda kalmıştı.

Ancak bu madalyalar sokaklar işgal altındayken Bohr için de ciddi bir tehdit oluşturmaya başlamıştı. Sonuçta Bohr’un enstitüsü yıllar boyunca Yahudi bilim insanlarını cezbetmiş ve korumuştu. Bu nedenle Bohr kendisinin de hedefte olduğunun farkındaydı. Sonuçta bu ödüllerin üzerinde ödülü kazanan kişilerin isimleri de yazılıydı. Sonucunda elindeki bu iki Nobel Ödülüyle ne yapacağını bilmiyordu ve zaman da giderek azalıyordu.

İki Nobel Ödülünden Nasıl Kurtulursunuz?

Kopenhag’ın işgal gününde Georgy de Hevesy adında bir Macar kimyager Bohr’un laboratuvarında çalışıyordu. İlk etapta madalyaları gömmeyi düşündü. Ama Bohr bu fikre sıcak bakmadı. Sonuçta Almanlar araziyi, bahçeyi kazacak, binanın her yerini arayacaklardı. Bu çok daha tehlikeydi. Böylece Hevesy’nin düşünceleri kimyaya döndü. Belki de madalyaları yok edebilirdi. 

George de Hevesy’in aklına gelen Nobel ödüllerini eritmek idi. Fakat tabii ki bu çok da kolay bir iş olmayacaktı. Çünkü altın kararmayan, karışmayan ve çözülmeyen oldukça kararlı bir elementtir. Ancak altın bile, 3’e 1 hidroklorik asit ve nitrik asit karışımına dayanamaz. Bu iki asit birlikte çalışır. Nitrik asit önce elektronları yüzeydeki birkaç altın atomundan koparır ve onları yüklü altın iyonlarına dönüştürür. Sonrasında da sıra hidroklorik asitte gelir. Altın iyonlarıyla reaksiyona girerek onları çözer.

Bu oldukça uzun bir süreçtir ancak sonunda altını eritmek mümkün olacaktır. Sonucunda bu madalyalar da küçük değildi.  Ama sonunda iki madalya da kayboldu, turuncu renkli bir sıvı haline geldi. Artık iki madalya laboratuvar raflarına kaldırılabilirdi. Gerçekten de plan başarılı bir sonuç geldi. İşgalci kuvvetler Bohr Enstitüsü’nü yağmaladığında binayı herhangi bir suç kanıtı veya ganimet için derinlemesine taradılar, fakat beherde­ki turuncu sıvıya dokunmadan bıraktılar.

Nobel Ödülünü Tekrardan Bir Araya Getirmek

İşgalcilerin elinden kurtarılan madalyalar, sürekli solüsyon içerisinde kalmadı tabii ki. 1943 yılında Hevesy Stockholm’e kaçtı ancak sonrasında laboratuvarına döndü­ğünde beheri bir rafta dokunulmamış halde buldu.

George Charles de Hevesy, Nobel Ödülü sahibi Macar kimyagerdir. 1943’te hayvanların metabolizması gibi kimyasal süreçlerdeki çalışmalarıyla, radyoaktif izleyicilerin gelişmesinde anahtar rol oynamıştır. Aynı zamanda, Hafniyum elementini keşfeden isimlerden birisidir.

1950 yılında Hevesy bu süreci tersten işletti. Temel kimyayı kullanarak, çözünmüş altını bir çökelti haline getirdi. Daha sonra madalyaları Stockholm’deki İsveç Akademisine geri gönderdi. Altın daha sonra yeniden şekillendirildi ve 1952’de bir törenle orijinal sahipleri Max von Laue ve James Franck’e yeniden sunuldu.

Niels Bohr (7 Ekim 1885 – 18 Kasım 1962), Danimarkalı bir fizikçiydi ve kuantum mekaniği ile atom fiziği alanlarındaki çalışmalarıyla tanınmıştır. Bohr, atomun yapısı ve davranışı konusundaki çalışmalarıyla modern fizik anlayışının temellerini atmış ve atomun mikroskobik dünyasının anlaşılmasına büyük katkılarda bulunmuştur.

Niels Bohr’un da ayrıca bir Nobel madalyası vardı, ancak Finlandiyaya yardım için para toplamak amacıyla 12 Mart 1940’ta müzayedeye açık arttırmaya çıkarmıştı. Açık artırmayı kazanan kişinin kimliği bilinmiyor fakat daha sonra bu kişi madalyayı Danimarka Tarih Müzesi’ne verdi.

Günümüzde bu madalya hala burada sergileniyor. Üç bilim insanı, üç madalya. Her biri madalyasını ya satmak ya da çözmek zorunda kaldı. Savaş zamanlarında Nobel Ödülleri sahiplerinin elinden bir şekilde çıkıyor gibi görünüyor. Diğer anlamamız gerek şey ise bir orduyu durdurmak zorunda kalırsanız, kimya bilmeniz işinize yarayacaktır.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • How the gold Nobel Prize medals were hidden. Yayınlanma tarihi: 11 Ekim 2017; Bağlantı: https://www.abc.net.au/
  • How to disappear two Nobel Prize medals (and how to bring them back; Yayınlanma tarihi: 11 Haziran 2011; Bağlantı: https://gizmodo.com/
  • Dissolve My Nobel Prize! Fast! (A True Story). yayınlanma tarihi: 3 Haziran 2011; Bağlantı: https://www.npr.org/

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu