Tarih

Vezüv Yanardağı Patlamasının Yaktığı Herculaneum Papirüsleri Neden Önemlidir?

19 Ekim 1752’de İtalya’nın Napoli yakınlarındaki Resina kasabasında, Vezüv Yanardağı çevresindeki bölgede kuyu kazan köylüler beklemedikleri bir şeyle karşılaştılar. Bu keşif bizi gizemi yüzlerce yıldır çözülemeyen Herculaneum papirüsleri ile tanıştırdı.

Vezüv Yanardağı Patlamasının Yaktığı Herculaneum Papirüsleri Neden Önemlidir?

Papirüsler, günümüz Napoli’si ile Vezüv Yanardağı yakınında MS 79 yılının 24 Ağustos günü gerçekleşen volkan patlaması sırasında toprak altında kalmış olan Herculaneum adı verilen kentin harabelerinde yer alan bir villada bulunmuştu.

Papirüsler günümüzde Papirüs Villası ( Villa dei Papiri )olarak bilinen evin sahibine ait kişisel bir Roma kütüphanesinin bir parçasıydı ve muhtemelen kütüphanenin sahibi de Caesar’ın kayınpederiydi. Günümüzde kömürleşmiş odunsu öbekler gibi görünen bu papirüsler yanmış ve açılamayacak kadar kırılgan bir durumdaydı. Ancak içlerinde hangi bilgilerin olduğu da yüzyıllar boyunca süren bir merak konusu olacaktı.

Vezüv Yanardağı Patlamasının Yaktığı Herculaneum Papirüsleri Neden Önemlidir?
MS 79’da Vezüv Yanardağı patladığında villadaki papirüs ruloları karbonlaşmıştı. Ayrıca yanmaya ve küle dönüşmeye yetecek kadar oksijen olmayınca kömür haline geldiler.

Herculaneum’da Ne Olmuştu?

Vezüv Yanardağının MS 79 yılında patladığını ve Herculaneum ve Pompeii dahil bir dizi kentin yıkıldığını ve kül altında kaldığını biliyoruz. Tahminlere göre Pompei’de iki bini aşkın insan Herculaneum ve bölgedeki diğer kentlerde ise çok daha yüksek sayıda insan öldü.

Vezüv Yanardağı Patlamasının Yaktığı Herculaneum Papirüsleri Neden Önemlidir?
Parşömenler on sekizinci yüzyılda, lüks bir villanın kalıntılarında yer alıyordu.

Bu yerleşim yerlerinden bazıları Napoli körfezinin pahalı semtleriydi. Bu semtlerde Roma’nın zengin yurttaşlarının hafta sonları ve yaz aylarında kullanmak üzere inşa ettikleri evler yer alıyordu. Ancak Herculaneum şehrin üzerini tamamen kaplayan yaklaşık dokuz metre kalınlığındaki çamurun altında kalacaktı. Çamur seli Herculaneum’un büyük bölümünü korumuştu. Böylece alanda kazı yapan arkeologlar şehri MS 79 yılında nasıl kaldıysa öyle buldular.

Vezüv Yanardağı Patlamasının Yaktığı Herculaneum Papirüsleri Neden Önemlidir?
Vezüv yanardağının patlamasına bazı insanlar şahit olmuştu. Bunlardan birisi de günümüzde Yaşlı Plinius diye bildiğimiz ünlü doğa bilimcinin yeğeni ve evlatlığı olan on yedi yaşındaki Genç Plinius’tu. Genç Plinius kendisinden vaka hakkında bilgi isteyen Romalı tarihçi Tacitus’a yazdığı iki mektupta tanık olduğu yıkımı anlatmıştı

Herculaneum Parşömenleri Neden Önemlidir?

18. yüzyılın ortalarında parşömenlerle ilgili araştırmalar başladığında, rulolar üzerinde çalışmaya çok da müsait değillerdi. Bilim insanları bu sorunu çözmek için pek çok şey denediler. Örneğin 1753 yılında, İtalyan rahip ve bilim insanı Antonio Piaggio, papirüsün dış katmanını yavaşça çekerek açan bir makine icat etti. Aslına bakarsanız yüzlerce Herculaneum papirüsü bu sayede açıldı. Aşağıdaki görselde onun yaptığı makinenin detaylarını görebilirsiniz.

Herculaneum Papirüsleri
Padre Antonio Piaggio, 1750’lerde Herculaneum’dan kömürleşmiş parşömenleri açmak için bir makine icat etti.
Detayları da görseldeki gibiydi.

Piaggio’nun makinesi sonucunda açılan papirüsler şimdiye kadar iki buçuk asırlık bilimi besledi. Ancak her papirüsün bu biçimde açılması mümkün değildi. Bu nedenle de günümüzde 600’den fazla parşömen (çoğu Napoli’deki Ulusal Kütüphane’de, bir kısmı da Birleşik Krallık ve Fransa’da saklanıyor) sağlam ve açılmamış durumda. Villanın alt katlarında da henüz kazılmamış bölgeler mevcut. Bu nedenla daha fazla papirüs olması da mümkün.

Açılan papirüsler bu kütüphanede hangi bilgilerin yer aldığı konusunda da bize bilgi veriyor. Anladığımız kadarı ile Herculaneum kütüphanesi çoğunlukla Epikürcü felsefi eserler içermekteydi. Gadara doğumlu Yunan düşünür Philodemus (M.Ö. 110 – 30), Epikürcü bir filozof ve şairdi. Şu ana kadar açılan papirüslerde en çok onun yazıları yer alıyor.

Villanın sahibinin Julius Caesar’ın kayınpederi L. Calpurnius Piso Caesoninus olduğunu düşünmemizin nedeni de budur. Çünkü Philodemus’un aynı tarihlerde onun kişisel danışmanı olduğu bilinmektedir.

Herculaneum Papirüsleri
Eski Herculaneum parşömenlerindeki mürekkep karbon bazlı, esas olarak odun kömürü ve sudan oluşuyor. Taramalarda üzerinde bulunduğu papirüs ile aynı yoğunlukta olduğundan hiç görünmüyor. Bir Herculaneum parşömeni fiziksel olarak açıldığında bu görüntüye sahip olacaktır.

Ayrıca açılan papirüsler arasında Stoacı filozof Chrysippus’un eserlerinin yanı sıra Latince papirüsler de vardı. Tüm bunların neticesinde de Herculaneum kütüphanesindeki papirüslerin hepsinin önemli bilgiler barındırdığı düşünülmektedir. Sonuçta her yeni metin önemlidir çünkü mevcut bilgimizi daha doğru hale getirir.

Herculaneum Parşömenleri Nasıl Deşifre Edildi?

2009-2016 yılları arasında gerçekleştirdikleri çalışmalarda papirologlar (bu tür papirüs rulo ve parçalarını çalışan akademisyenler) daha önceden açılmamış ruloları açmadan bazı yazıları ayırt edebildiler. X ışınları kullanarak ve kömürleşmiş papirüs ile antik mürekkep arasındaki kontrasttan yararlanarak bir dizi harfi okuyabildiler. Ancak mevcut teknikler daha fazlasını öğrenmelerine imkan tanımamıştı. Ancak bu süreç yapay zekanın işin içine karışması ile değişecekti.

Herculaneum papirüsleri ancak X-ışını taraması sonucunda anlaşılacaktır.

Vezüv mücadelesi ( Vesuvius Challenge) isimli proje, Silikon Vadisi yatırımcılarının desteğiyle Kentucky Üniversitesi’nden bilgisayar bilimcisi Brent Seales tarafından başlatıldı. Brent Seales ve ekibi, X-ışını bilgisayarlı tomografi (BT) taramalarını kullanarak papirüsleri sanal olarak açmak için yıllarını harcamıştı.

Bilgisayar mühendisleri parşömenlerden birinde eski Yunanca bir kelime buldular: πορφύραc, mor anlamına geliyor.

Yarışmanın ödülü 700.000 ABD Doları idi. Bu ödülü kazanmak için de rulo halindeki bir papirüsten dört veya daha fazla pasajı okumak gerekliydi. Ödüller aşamalar halinde idi. Öncelikle organizatörler, Nebraska-Lincoln Üniversitesi’nden Luke Farritor’un 4 santimetrekarelik bir papirüs parçasından 10’dan fazla karakter okuduğu için 40.000 dolarlık ‘ilk harf’ ödülünü kazandığını duyurdu. 

Luke Farritor, bunun için Yunanca harfleri tespit eden bir makine öğrenme algoritması geliştirmişti. Ayrıca10 bin dolarlık bir ödül de, bir papirüs tomarındaki mürekkebi ve harfleri gören ilk kişi olan Casey Handmer’e verildi. Handmer’in çalışması Luke Farritor’un yapay zeka programının temelini oluşturmuştu.

üç takım üyesi de Vezüv Mücadelesi’nin en başından beri topluluğa güçlü katkılarda bulundular. Soldan sağa: Yusuf Nader, Luke Farritor ve Julian Schilliger

Aslında bu bir başlangıçtı. 2024 Şubat ayında da üç öğrenciden oluşan bir ekip, 700.000 doları kazandı. Kazanan ekibin içinde Luke Farritor da vardı. Ekip sonunda makine öğrenimi algoritmalarını 2.000’den fazla karakterin şifresini çözecek şekilde eğitmeyi başarmıştı. Bu, büyük ödülü kazanmak için gerekenden fazlaydı.

Sonuç olarak

Aslında ekip parşömen metninin yaklaşık yüzde 5’ini çözdü. Bu çok fazla görünmese de içeriğinin ne ile ilgili olduğunun anlaşılması açısından yeterliydi. Sonuçlar hala inceleniyor olsa da içerik müzik ve yemek de dahil olmak üzere hayatın zevklerine dair felsefi bir tartışma gibi görünüyorlar. Ancak bilim camiasını asıl heyecanlandıran bu değil.

Sonucunda elimizde daha tam olarak ne yazdığını göremediğimiz için okumayı başaramadığımız yüzlerce papirüs var. Bu papirüslerdeki bilgilerin bazıları, antik dünyanın önemli dönemlerinin, felsefenin ve hatta bilimin tarihini tamamen yeniden yazma potansiyeli taşır. Mevcut teknoloji, Herculaneum papirüslerinin ve diğer eski metinlerin daha fazlasının okunmasına zemin hazırlayacaktır.


Kaynaklar ve ileri okumalar

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu