Görsel yanılsamalar, çevremizi hızlı ve verimli algılamamıza yardımcı olan görsel sistemin zaman zaman yanılmasından kaynaklanır. Bu tür hatalar, beynimizin karmaşık görsel bilgileri basitleştirme çabasının bir sonucudur. Bu durumun en bilinen örneklerden biri, Ebbinghaus İllüzyonu olarak adlandırılan boyut yanılsamasıdır.

Detaylara geçmeden önce klasik soruyu soralım: Yukarıdaki görselde, merkezdeki iki turuncu daireden hangisi daha büyük? Çoğu kişinin tahmin edeceği gibi, doğru cevap “hiçbiri”dir. Çünkü merkezdeki iki turuncu daire gerçekte aynı boyuttadır.
Ebbinghaus İllüzyonu Neden Kaynaklanıyor?
Gördüğümüz şeyleri anlamlandırırken bağlamdan yararlanırız. Küçük nesnelerle çevrili bir nesne, gerçekte aynı boyutta olsa bile bize daha büyük görünür. Görsel sistemimiz, yalnızca nesnenin kendisine değil, çevresine de bakarak bir yargıya varır. Bu nedenle, sağdaki turuncu daire soldakinden daha büyükmüş gibi algılanır.
Bu yanılsama, 19. yüzyılda Alman psikolog Herman Ebbinghaus tarafından tanımlandı. O zamandan beri Ebbinghaus İllüzyonu ve benzeri geometrik algı hataları, psikoloji alanında düzenli olarak incelenmektedir. İlk olarak psikolog Edward B. Titchener tarafından tanımlandığı için, literatürde “Titchener etkisi” olarak da anılır.
Aşağıdaki görselde görüldüğü gibi, boyut algısına dair benzer birçok yanılsama daha vardır. Bu örnekler, çevresel bağlamın algımız üzerindeki etkisini açık biçimde ortaya koyar.

İlginç bir şekilde, bazı hayvan türleri de Ebbinghaus İllüzyonu’nu insanlara benzer şekilde algılar. Örneğin şişe burunlu yunuslar ve çardak kuşları, bu boyut yanılsamasını bizimle aynı şekilde görür. Ancak güvercinler ve köpekler tam tersi bir etki yaşar. Onlar, büyük çevreleyici nesneler içinde yer alan merkezin daha büyük göründüğünü değil, daha küçük olduğunu algılar. Babunlar ise bu tür yanılsamalardan hiç etkilenmez.
Ebbinghaus İllüzyonu Herkesi Aynı Biçimde Etkilemez
Bu tür görsel yanılsamalardan ne kadar etkilendiğiniz, kim olduğunuzla yakından ilgilidir. Örneğin araştırmalar, kadınların bu yanılsamaya erkeklere göre daha duyarlı olduğunu gösteriyor. Bunun nedeni, kadınların görsel bilgileri değerlendirirken bağlama daha fazla dikkat etmeleridir.
Küçük çocuklar ise bu tür illüzyonları neredeyse hiç algılamaz. Beş yaşındaki bir çocuk için iki turuncu daire aynı büyüklüktedir. Çünkü bağlamsal ipuçlarını kullanma yetisi, zamanla ve deneyimle gelişir. Görsel sistem, çevresel bilgiyi nasıl yorumlayacağını öğrenmeden önce yalnızca nesnenin fiziksel özelliklerine odaklanır.

İşin ilginç tarafı bu illüzyon kültüre ve bireysel farklılıklara da duyarlı gibi gözüküyor. Örneğin yapılan bir araştırma sonrasında, Japonların, İngilizlerden; kadınların erkeklerden ve sosyal bilimciler de matematikçilerden daha yüksek oranda bu illüzyondan etkilendiği anlaşıldı.
Nörogelişimsel farklılıklar da görsel yanılsama algısını etkiler. Otizm ya da şizofreni tanısı olan bireyler, bu tür illüzyonlara karşı daha az duyarlıdır. Bunun nedeni, bu bireylerin genellikle merkeze daha fazla, çevresel nesnelere ise daha az dikkat etmeleridir.
Kültürel arka plan da bağlamsal algı düzeyini belirleyen önemli bir etkendir. Araştırmalar, Doğu Asya kültürlerinde algının daha bütüncül olduğunu gösteriyor. Bu yaklaşım, bir sahnedeki tüm öğelerin birlikte değerlendirilmesini içerir. Batı kültürlerinde ise algı daha analitiktir ve dikkat çoğunlukla merkezi nesnelere yönelir.
Bu kültürel fark, Doğu Asya toplumlarında bu tür yanılsamaların daha güçlü yaşanacağını öngörür. Gerçekten de Japon katılımcılar, aynı illüzyonlardan Britanyalılara kıyasla daha fazla etkilenmektedir.
Çevresel koşullar da bu farkı pekiştirebilir. Japonya gibi kalabalık ve yapılaşmış şehirlerde yaşayan bireyler, nesneler arası ilişkileri takip etmeye alışkındır. Bu durum, bağlamsal dikkat düzeyini artırır. Buna karşılık, Namibya çölünde yaşayan göçebe Himba topluluğu bu tür yanılsamalardan hiç etkilenmez. Yaşadıkları doğal çevrede, nesneler arası bağlam çoğu zaman önemli bir ipucu oluşturmaz.
Cinsiyet, gelişim süreci, nörogelişimsel yapı ve kültürel faktörlerin görsel illüzyon algısında belirleyici olduğu artık netleşmiş durumda. Ancak bilim insanlarının yakın zamana kadar yanıtlayamadığı bir soru vardı.
Görsel Yanılsamaları Daha Az Görmeyi Öğrenebilir miyiz?
Tüm bu bireysel farklılıklara rağmen, görsel yanılsamaların kaçınılmaz olduğu uzun süre genel kabul görmüştür. Yani bir kişinin bu tür bir illüzyonu görüp görmemeyi seçmesi mümkün değildir. Ancak son araştırmalar bu görüşü sorgulamaktadır.
Radyologlar, tıbbi görüntülerdeki önemli bilgileri hızlı şekilde tespit etmek zorundadır. Bu beceri genellikle çevresel ayrıntıların göz ardı edilmesini gerektirir. Radyoloji eğitimi bu yeteneği geliştirmek amacıyla uzun ve yoğun bir süreç içerir.
Yürütülen bir çalışmada, radyologların görsel illüzyonlara karşı daha dirençli olduğu bulunmuştur. Araştırmada, 44 radyoloğun yanı sıra 100’den fazla psikoloji ve tıp öğrencisinin performansı karşılaştırılmıştır. Aşağıdaki örnek görselde, soldaki turuncu daire sağdakinden %6 daha küçüktür. Buna rağmen katılımcıların büyük çoğunluğu, soldaki daireyi daha büyük olarak algılamıştır.

Radyologlar bu illüzyona karşı tamamen bağışık değildir, ancak etkilenme düzeyleri belirgin biçimde düşüktür. Eğitimin başındaki radyolog adaylarıyla yapılan ölçümlerde ise herhangi bir fark gözlenmemiştir. Bu durum, görsel algıdaki farkın büyük ölçüde uzmanlık eğitiminin sonucu olduğunu göstermektedir.
Mevcut uzmanlık kuramlarına göre bu tür bir etki beklenmez. Örneğin satrançta uzmanlaşmak, sadece satranca özgü becerileri geliştirir; bu beceriler başka alanlara aktarılmaz. Ancak elde edilen bulgular, tıbbi görüntü analizinde uzmanlaşmanın bazı görsel yanılsamaları fark etme ya da aşma yetisini de beraberinde getirdiğini göstermektedir.
Sonuç Olarak
Bu alanda hâlâ araştırılması gereken birçok soru bulunmaktadır. En dikkat çekici olasılıklardan biri, görsel yanılsama eğitimlerinin, radyologların mesleki becerilerini daha da geliştirme potansiyelidir. Sonucunda Ebbinghaus İllüzyonundan etkilenmemek mümkündür. Ancak bu, tıp eğitimi ve radyoloji uzmanlığı gerektirir.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Wincza R, Hartley C, Donovan T, Linkenauger S, Crawford T, Griffiths D, Doherty M. Correction: Specific visual expertise reduces susceptibility to visual illusions. Sci Rep. 2025 Jun 17;15(1):20079. doi: 10.1038/s41598-025-06746-8. Erratum for: Sci Rep. 2025 Mar 13;15(1):5948. doi: 10.1038/s41598-025-88178-y. PMID: 40527941; PMCID: PMC12174311.
- The Ebbinghaus illusion: Small, or very far away?; Yayınlanma tarihi: 22 Ağustos 2016; Bağlantı: https://www.theguardian.com
- Kirsch W, Kunde W. On the origin of the Ebbinghaus illusion: The role of figural extent and spatial frequency of stimuli. Vision Res. 2021 Nov;188:193-201. doi: 10.1016/j.visres.2021.07.016. Epub 2021 Aug 4. PMID: 34364022.
- Rose D, Bressan P. Going round in circles: shape effects in the Ebbinghaus illusion. Spat Vis. 2002;15(2):191-203. doi: 10.1163/15685680252875165. PMID: 11991574.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel