Yapay Zeka İklim Değişikliği İle Nasıl Mücadele Edecek?

İklim değişikliği şu anda gezegenin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk. Bu nedenle Yapay zeka (AI) gibi teknolojiler de dahil olmak üzere mümkün olan her çözüme ihtiyacımız var. Gerekli önlemler alınmadığı taktirde çok kısa bir süre içinde su yoksunluğu, kuraklık, tarımda verimliliğin düşmesine ve gıda kıtlığı yaşanacak sorunların en başında geliyor.

ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA), geçtiğimiz Temmuz ayının dünya genelinde şimdiye kadarki en sıcak ay olarak kayıtlara geçtiğini duyurdu. CO2 seviyeleri şu anda 2 milyon yılda olduğundan daha yüksek ve bu da benzeri görülmemiş bir ısınmaya yol açıyor. Aşırı sıcaklıkların ötesinde küresel ısınma aynı zamanda orman yangınlarına, sellere, kavurucu kuraklıklara ve daha aktif kasırga mevsimlerine neden oluyor. Daha iyi bir gelecek için yapay zekadan destek alabiliriz.

Yapay Zeka İklim Değişikliği İle Mücadelemize Nasıl Katkı Sağlayacak?

Enerji tüketimimizi optimize etmemize imkan sağlar

Hepimiz enerji kaynaklarımızın sonsuz olduğu düşüncesi ile hareket ediyoruz. Sorumsuzca tükettiğimiz enerji kaynakları da bize uzun vadede iklim değişikliği olarak geri dönüyor. Halihazırda enerjiye olan talebi tahmin eden algoritmalar mevcut. Ancak bu algoritmaları mevut koşullara uygun biçimde daha da geliştirmek mümkündür. Bu sayede kişiler ve kurumlar gerekli enerji ihtiyaçlarını tespit eder ve ona göre önlemler planlar.

Daha çevreci malzemeler bulabiliriz.

İklim değişikliği ile mücadelede enerjiyi toplayan, depolayan ve  daha küçük karbon ayak izine sahip yeni malzemelerin geliştirilmesi son derece önemli. Ancak bu çalışmaların insan eliyle yürütülmesi çok uzun zaman istiyor. Hâlbuki yapay zekâ ile süreci kısaltmak ve sonuca hızlıca ulaşmak mümkün. Örneğin, çelik ve çimento küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık % 10’unu oluşturuyor. Oysa ki bunların yerine daha çevreci materyallerin kullanarak iklim değişikliğinin etkilerini azaltabiliriz.

Taşımacılık faaliyetlerini optimize eder.

Dünya üzerinde her gün milyonlarca farklı türde sevkiyat gerçekleşiyor. Bu da sera gazı etkisine ve karbondioksit emisyonlarının yükselmesine neden oluyor. Hâlbuki yapay zekâ sayesinde farklı göndericiler bir araya toplanacaktır. En iyi rotalar seçilerek, toplam yolculuk sayıları minimumda tutulur. Bu sayede lojistik sektörünün iklim değişikliği üzerindeki etkisi azalır. Bu şekilde maksimum verimlilik de sağlanır.

Binaların daha verimli olmasına yardımcı olur

Akıllı binaların gündelik yaşamımıza büyük bir konfor getireceği kesin. Araştırmalar akıllı ve yeşil bina konseptine sahip olan yaşam alanlarında ısıtma, soğutma ve havalandırma sistemlerinin yapay zekâ ile yönetildiği zaman binanın metrekaresine göre %20 ile % 40 arasında enerji tasarrufu elde edildiğini ortaya koyuyor.

Tedarik zincirlerinin optimize edilmesi

Tüketim ürünlerinin tedarik zincirlerindeki verimsizlikler ve karbon emisyonları azaltılabilir. Yapay zekâ pek çok yerden aldığı verileri analiz eder. Bunun sonucunda arz ve talebi gerçeğe yakın bir şekilde tahmin eder. Bu daha çevre dostu ürünler üretilmesini teşvik edebilir. Hatta üretim ve nakliye aşamaları sonucunda ortaya çıkan atıkların azalmasına da katkı sağlayabilir.

Daha verimli tarım uygulamalarına geçiş

Günümüzde tarım faaliyetleri ne yazık ki bilinçli bir şekilde yapılmıyor. Atalarımızdan kalan yöntemlerle yapılan tarım faaliyetlerinden hem maksimum verim bekliyoruz. Ancak ne yazık ki onlarca hatta belki yüzlerce dönüm arazide tek bir ürün üretilmesi üzerine kurulu bir tarım anlayışı ile bu pek de mümkün değil. Bu yöntem çiftçilerin işlerini kolaylaştırıyor ancak uzun vadede toprağın verimini de düşürüyor. Toprağın verimi düşünce de çiftçiler azot bazlı gübreleri kullanmaya başlıyorlar.

Hâlbuki bu gübreler karbondioksitten 300 kat daha güçlü bir sera gazı olan azot okside dönüşebilme özelliğine sahipler. Bu nedenle tarım alanında da yapay zekânın yardımına başvurulması hem verimliliğin artırılması hem de iklim değişikliğinin önlenmesine katkıda bulunulması açısından son derece önemli.

Algoritmalar bitkilerin gelişim durumu, kullanılacak ilaç miktarı, hastalık tehditleri gibi durumları tespit eder. Bu sayede tarlanın gübre ihtiyacının hangi dönemlerde azaldığını hangi ürünlerin ekilmesinin verimli olacağını tahmin eder.

Ormansızlaşmayı önleme

Ormansızlaşmanın küresel sera gazı emisyonlarının ortalama % 10’una katkıda bulunduğu ise artık herkes tarafından bilinen bir gerçek. Elbette ki bunun önlenmesi mümkün ama söz konusu süreç hem iş gücü hem zaman ve finansal açıdan oldukça maliyetli.

Ancak yapay zeka uydu görüntüleri ve bilgisayar görüşü kullanılarak bitki örtüsünde meydana gelen değişimleri saptar.. Sese duyarlı sensörler sayesinde yerdeki hareketlilik tespit edilerek kaçak faaliyetlerin de önüne geçmesi mümkün olur.

Tüm bu sürecin yan etkilerin de olması olasıdır. Ancak şu anda bunu tartışacak fazla bilgimiz yok. Yine de bu teknolojiler, doğayı korumaya yönelik çabalarımıza yardımcı olacak adımlar atmamıza yardımcı olacak gibi gözüküyor.


Kaynak:

Matematiksel

Busra Meral

Keyifli okumalar...

Bu Yazılarımıza da Göz Atınız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu