
Plastik; petrol ve doğal gazdan veya yenilenebilir organik maddelerden üretilen, beton ve çelikten sonra en çok kullanılan üçüncü malzemedir. Yarım santimetreye kadar olan plastik parçacıkları da mikroplastik olarak adlandır. Mikroplastikler insan müdahalesi veya doğal süreçler yoluyla doğada hareket eder. Bu nedenle mikroplastikler günümüzde Dünya’nın en uzak bölgelerine, ekvatora, kutuplara, okyanusun tabanına ve Everest dağına bile erişmiş durumda.

Bunun ciddi bir sorun olmasının nedeni, plastiğin sudaki zehirleyici bileşenleri üzerinde toplaması ve ardından bunların plastiğin kendisindeki kimyasal maddelerle birlikte deniz canlılarına yerleşmesi. Sonra da besin zincirine girerek yemek tabaklarımıza kadar ulaşmasıdır. Greenpeace tarafından yayınlanan rapora göre Türkiye’de incelenen balıkların yüzde 44’ünün midesinde mikroplastik mevcut. Balıkların midesinden çıkan mikroplastiklerin çoğu tek kullanımlık plastiklerden oluşuyor. Ayrıca denizlerimizde ve okyanuslarımızdaki aşırı plastik birikiminin yol açtığı kirlilik havayı da kirletiyor. Evet biz mikroplastikleri tüketiyoruz ancak sadece deniz ürünleri aracılığı ile değil…

Çay Poşetleri ve Mikroplastik
Araştırmalara göre plastik çay poşetleri de, demleme sularına milyarlarca mikroplastik parçası bırakıyor. Kanada McGill Üniversitesi’nden araştırmacılar dört farklı ticari poşet çayı kaynar suda demlemenin etkilerini analiz etti. Araştırmada sonuçlarda yanılgıya sebep vermesini engellemek adına öncelikle poşetlerin içerisinden çay çıkarıldı. Ve sadece poşetin kendisi incelendi. Çalışmada elde edilen sonuç çarpıcıydı. Tek bir sallama çay poşetinin kaynar su ile etkileşimi sonucunda yaklaşık 11.6 milyar mikroplastik parçacığı ve 3.1 milyar nanoplastik parçacığı fincanın içine bıraktığı görüldü. Yani çay poşetleri diğer yiyecek ve içeceklerde bulunan plastik miktarından binlerce kat daha yüksek oranda plastik parçacık bulunduruyor. Bunun nedeni birçok çay üreticisinin poşetlerini mühürlemek için polipropilen kullanması. Polipropilen yaygın kullanım alanı olan plastiklerdendir.
Yapılan farklı bir araştırmada da insanların her hafta, bir kredi kartı ağırlığına eşdeğeri olan yaklaşık 5 gram plastik yedikleri ortaya çıktı. Mikroplastiklerin hayvanlar, böcekler, deniz florası gibi habitatlara verdiği bir çok zarar olduğunu biliyoruz. Ancak insan sağlığı üzerindeki etkilerinin ne olduğu konusunda daha çok araştırma yapılması gerekiyor. Her ne kadar mikroplastiklerin zarar verip vermediğine dair tartışmalar sürüyor olsa da, onları mümkün oldukça az tüketmeye ve elbette üretmeye çalışmak yerinde bir davranış olacaktır.
Mikroplastikler Neden Yok Olmaz?
Aslına bakarsanız yok olurlar ancak bozunma sonrası parçalar küçüldükçe bozunma hızı da yavaşlar. Mikroplastiklerin çoğu, güneş ışığı, oksijen ve sürtünme yardımıyla çevredeki daha büyük plastik parçaları parçalandığında oluşur. Buna ek olarak mikroplar da, plastiğin türüne bağlı olarak ayrışmada rol oynar.. Tüm bu işlemlerle mikroplastikler, çapları bir mikrometrenin altında veya milimetrenin binde biri kadar olan nanoplastikler oluşturana dek parçalanmaya devam eder. Nanoplastikler ise çıplak gözle görülemeyen, tespit edilmesi zor parçaçıklardır; bozunmaları da binlerce yılı bulacaktır.
Mikroplastikler hayatımıza aşınma, ısı ve deterjandan gibi kimyasallar ile karışır. Bu bilgiyi göz önüne alırsak market alışverişlerinde poşet kullanmayarak, giysilerinizi daha az yıkayarak ve yıkama torbası kullanarak mikroplastiklerin atık su sistemine kaçmasını engelleyebilirsiniz. Kişisel olarak atacağınız tüm adımların, gezegenimizin sağlığına iyi geleceğinin unutmayınız.
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- A single tea bag can leak billions of pieces of microplastic into your brew; yayınlanma tarihi: 27 Temmuz 2019; Bağlantı: https://edition.cnn.com/
- Microplastics; Bağlantı: https://www.britannica.com/technology/microplastic
- You could be swallowing a credit card’s weight in plastic every week; Yayınlanma tarihi: 17 Temmuz 2019; Bağlantı: https://edition.cnn.com/
Matematiksel