Mathart: 7 Çarpıcı Matematiksel Sanat Örneği

Matematik de sanat da, diğer bilimler gibi, insanın içine doğduğu ortamı anlama çabası sonucu doğadan doğmuştur. Zaman zaman doğaya aykırı görünseler de iki alan da doğanın soyutlaması, yorumu, hatta yeniden sunumudur. Sayılar, denklemler, bu halleriyle doğada yoktur. Ancak resimler ve heykeller gibi onlarda doğayı betimler ve düşüncemize yeniden sunarlar. Her iki alanla ilgilenmek insanın entelektüel etkinliğini artırır. Bu bağlamda Mathart yani matematiksel sanat, matematikçilerin içinde yaşadığı dünyayı profesyonel matematikçilerin çemberi dışına taşımak için yapılan güçlü bir girişimdir.

Çıkış noktası, düşüncesi ve yolu matematiksel: tekniği ve ürünü sanatsal olan matematiksel sanat ile soyut kavramlar ve düşünce formları fiziksel materyallere ve görünümlere dönüşmektedir. Böylece bir yandan matematikçiler diğerleriyle farklı bir platformda iletişim kurabilme, öte yandan yeterli bilgiye sahip olmayan insanlar, matematikçilerin kafasının içinde olan biteni hissedebilme şansı yakalamaktadırlar.

Leonardo Da Vinci’nin geometrik taslaklarına, De Divina Proportione (Kutsal Oran)’a ya da M.C. Escher’ın çizimlerine bir göz atarsanız,  matematiksel sanatın dünyayı daha güzel bir yere dönüştürdüğünü fark edeceksiniz. Fakat sadece geçmişte değil günümüzde de matematikçiler ve sanatçılar yeteneklerini gerçekten güzel işler yaratmak için bir araya getiriyorlar. Bazı örnekler verelim.

Matematiksel Sanat Örnekleri

Kar Sanatı

İngiliz mühendis Simon Beck, karlar üzerine çizdiği geometrik şekiller ile tanınıyor. Çalışmalarının her birinin tamamlanması yaklaşık 11 saat sürüyor. Beck bunları kar ayakkabıları ve pusula haricinde başka şey kullanmadan yapıyor. Karlara çizim yapmanın kağıda çizmekten çok daha kolay olduğunu söyleyen Beck’in çalışmaları, genellikle 100 metreye 100 metrelik bir alanı kaplıyor. Çizimlerinin çoğu da Koch kar tanesi ya da Sierpinski üçgeni gibi matematik formları içeriyor.

Simon Beck, matematik , sanat

John Edmark’ın İnanılmaz Matematik Harikaları

Doğanın büyüsünü matematik ve fizikten yararlanarak tasarladığı heykellerinde yeniden canlandıran John Edmark ile tanışın. Onun kinetik heykellerinde gördüğünüz şeyin sert ve fiziksel bir nesne olduğuna inanmak zor. Ama biraz fotoğrafçılık bilgisi biraz da matematik ile  mucizevi bir görüntü yakalamak mümkün. Lisans eğitimini 1986 yılında Columbia Üniversitesi’nde bilgisayar bilimi üzerine yapan, daha sonra ürün tasarımı üzerine çalışmalarla uğraşan Edmark, heykellerinin öncelikle dijital tasarımlarını yapıyor. 

Heykellerinin geometrik yapılarının özgünlüğüyle birlikte öne çıkan bir özelliği de Edmark’ın onları döner bir platform üzerinde kendini sürekli tekrar eden sonsuz bir hareket halinde sergilemesi ve kaydetmesi. Bu nedenle işleri hareketli heykeller (animated sculpture) olarak adlandırılıyor.

Fabergé Fraktalları

Fraktallar, geçmişten bu yana sanatsever matematikçilere esin kaynağı olmakta. Fakat İngiliz fizikçi, fraktal modelleme işlemini bir adım öteye taşımış. Fizikçi, 3 boyutlu fraktallar sayesinde harika işlere imza atmış. Tom Beddard’ın diğer çalışmalarına buradan göz atabilirsiniz. 

Liz Blakenship ve Daniel Ashlock’un Fraktal Sınıflandırması

Çok çeşitli fraktallar vardır ve hepsi yukarıdakine benzemez. Bu nedenle Liz Blakenship ve Daniel Ashlock fraktal sınıflandırmasını oluşturmuş. Örneğin, bu L sistem fraktalları matematiksel grafiklerden daha çok egzotik eğrelti otlarına benziyorlar.

matematik, sanat
matematik, sanat

Kerry Mitchell’in Curiosity Mars’a Ayak Basma Kutlaması

Kerry Mitchell eski bir NASA mühendisi. Kendisi algoritmalar ve fraktallar kullanarak çalışmalar yapmakta. 2012 yılında Mars’a ayak basan Curiostiy uzay aracına ithafen yaptığı çalışmayla tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başaran eski NASA mühendisinin diğer çalışmalarını buradan inceleyebilirsiniz.

matematik, sanat

Tavşan2

Bu heykelcik, kendi kendine gönderme yapan bir tavşan olup yüzeyinde 72 defa “Tavşan” (Bunny) kelimesi yazılarak yapılmış. Sanatçı Henry Segerman, bu çalışmasındaki yöntemi “Otologlif” (Autologlyph) olarak isimlendiriyor. Bir otologlif, bir kelimenin, yine kendisinin kullanılarak yazılması veya bir biçim verilerek sunulması şeklinde özetlenebilir. Yani kelime imgesi içinde kelimenin kendisi saklıdır. Tavşanımızın, vücut yüzeyinde gizlenmiş olan çok sayıda “Tavşan” (Bunny) kelimesini dikkatli bakarsanız görebilirsiniz.

Tavşan” kelimesinin tasarlanması ise Adobe Illustrator ile yapılmış; kelime daha sonra 2 boyutluya dönüştürülmüş ve en sonunda da 3 boyutlu yüzeye inceltilerek giydirilmiş.

Matematik Sanatçısı: Phil Webster

Phil Webster bir matematik Sanatçısı. Kendisi teknoloji, estetik ve tasarım becerilerine, matematik ve programlama becerilerini de ekleyerek ürettiği sanatsal çalışmalarla beğeni topluyor. Geometri, bilişsel bilimler, müzik, kartografya ve bilgisayar bilimleriyle ilgileniyor.

“Pencereli İkozahedron” isimli yukarıda gördüğünüz eserinin yaratımının odağında ise geleneksel İslami bir altıgen desen var. Aşağıda gördüğünüz iki parçalı heykelde de, farklı bir desen ile çalışılmış. Sonuçta aşağıdaki iki şekilde, teorik olarak iki yönde de sonsuz, ancak heykellerin kapladığı alan bakımından belli bir boyuta kadar ulaşıyor.

Gördüğünüz gibi matematik sadece matematikçileri değil sanatçıları da etkiliyor. 


İdil Özmaçin

Kaynak:

Matematiksel

Editör

Bu yazı gönüllü yazarlarımız tarafından hazırlanmış veya sitemiz editörleri tarafından belirtilen kaynaktan aslına uygun kalınarak eklenmiştir.

Bu Yazılarımıza da Göz Atınız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu