Kırık Camlar Teorisi İkinci Kısım: Teorinin Uygulamaları ve Sonuçları

Kırık Camlar teorisi ile ilgili yazı dizimizin ikinci bölümünü okumadan önce ilk bölümüne göz atmanızı öneririz. Kırık Camlar Teorisi’ne Tarafsız Bir Bakış: Kırık Camlar Teorisi Nedir?

Kırık Camlar Teorisi’nin yaklaşık 40 yıllık mazisi boyunca büyük şehirlerde suçla mücadele ve kamusal alanların ıslah edilmesi başta olmak üzere, şirket yönetimi , iş etiğinin uygulanması , kurum kültürünün şekillendirilmesi ve sağlık hizmetleri gibi pek çok sosyolojik ve kamusal alanda farklı ölçek, kapsam ve kuvvetlerde uygulamaları olmuştur. Bunlar arasında en çok bilinen ve tartışılanlardan birisi de şüphesiz Amerika Birleşik Devletleri’nin New York şehrinde suçla mücadele kapsamındaki uygulamasıdır.

Amerika Birleşik Devletleri’nde 1900’lerden başlayarak sürekli bir artış eğiliminde olan cinayet, silahlı saldırı, gasp, hırsızlık, tecavüz, uyuşturucu madde ticareti gibi ciddi suçlar 1980 ve 1990’lı yıllarda tepe noktasına ulaşmıştır. Bu durum büyük şehirlerde suçla mücadeleyi siyasetçi ve bürokratların yapılacak işler listelerinde en tepelere taşımıştır.

Genel durum böyle seyrederken, 1993 yılında Rudy Giuliani (meşhur eski Amerikan Başkanı Donald Trump’ın özel avukatı ve bu yazının yazıldığı Eylül 2021 itibariyle Trump’ın başkanlığı döneminde Ukrayna’da gerçekleştiği iddia edilen rezillikler ile ilgili olarak federal soruşturması [8] devam etmekte olan) New York Belediye Başkanlığı seçimini kazanır.

Giuliani göreve gelir gelmez New York’ta suçu azaltmak ve sokakları temizlemek için Kırık Camlar Teorisi’ne dayanan bir çözüm uygulayacağını açıklar. Bu açıklama ve önerilen çözümün arkasındaki teori, neredeyse mucizevi denebilecek bir şekilde cumhuriyetçilerden, demokratlardan, muhafazakarlardan ve liberallerden, özetle hemen hemen hiçbir sosyal konuda uzlaşamayan farklı çevrelerin hepsinden kabul görür.

Kırık Camlar Teorisi Uygulamaları

Giuliani, William Bratton’ı yeni New York Emniyet Müdürü olarak atar ve önerilen çözümün ilk uygulaması her gün yüzbinlerce kişinin ücret ödemeden kaçak olarak kullandığı metro sisteminde gerçekleştirilir. Yüzlerce polis memuru New York metrolarında ve metro istasyonlarında devriye gezmeye başlar. Ücret turnikelerinin üzerinden atlayan kaçaklar ve ortalığı kirleten vandallara karşı tutuklamaya kadar varan ciddi yaptırımlar uygulanır.

1982’de Kırım Camlar Teorisi’ni ilk defa ortaya atanlardan suçbilimci Kelling New York’taki bu ilk uygulamayı ve sonuçlarını şöyle yorumlamıştır: “Hızlıca teorinin doğruluğunu gördüler. Hafif suçlarla mücadele eden polis, ciddi suçlulara karşı da etkili oldu. Metro turnikelerinin üzerinden atlayan her fırsatçı büyük bir suçlu değildi belki ama profesyonel suçluların büyük bir kısmı bu davranışı gösteriyordu. Öyle görünüyor ki profesyonel suçlular hafif ya da ciddi ayrımı göstermeden her türlü suçu işliyordu.”

Bu ilk uygulama o kadar başarılı olur ki düzenli polis devriyeleri ile hafif suçların önlenmesi uygulaması tüm New York şehrini kapsayacak şekilde yaygınlaştırılır. Polis kamuya açık alanlarda hafif suçlar ve istenmeyen davranışlara karşı, gerektiğinde tutuklamalar bile yaparak, sürekli ve etkin bir mücadele yürütür. Yaygınlaştırılan uygulamaların sonuçları da yine mucizevi denecek derecede başarılı olur. Suç oranlarında ciddi düşüşler gözlemlenir. Medya bu hikayeye bayılır ve kuvvetli destek gören Giuliani 1997’de ikinci kez dört yıl daha görev yapmak üzere New York Belediye Başkanı olarak seçilir.

2001 yılı geldiğince Kırık Camlar Giuliani’nin en büyük başarılardan biri haline gelmiştir. Görevinden ayrılırken yaptığı veda konuşmasında bu başarısının ardındaki güzel ve sade fikri şu sözlerle vurgulamıştır: “Kırık Camlar Teorisi sokaklardaki fuhuş, dilencilik ve vandallıklar ile mücadele etmek için çok meşgul olduğumuz fikrini ortadan kaldırdı. Bunlarla mücadele edemeyecek kadar meşgul olamazsınız çünkü toplumdaki asıl suçun temelinde bunlar vardır.”

New York’taki bu başarı hikayesi ile ilgili olarak G. Kelling ve meslektaşları bir araştırma çalışması yapmışlar ve sonuçların Kırık Camlar Teorisinin başarısını açık bir şekilde ispatladığını öne sürmüşlerdir [9]. Bu çalışmaya göre, Kırık Camlar uygulamalarının yapıldığı semt ve mahallelerde önce hafif suçlar ve kötü davranışlardan kaynaklanan polis tutuklamalarının sayısı artmıştır. Bu artışı takiben ciddi suçlarda keskin düşüşler gözlemlenmiştir.

Kırık Camlar Teorisi kolay anlaşılabilir olması ve her kesimden insanın hızlıca aklına yatması sebebiyle çok kabul görmüştür. Ancak teorinin mucizevi derece başarılı sonuçlar verdiği iddia edilen uygulamalarının gerçekte ne kadar başarılı oldukları, faydalı olup olmadıkları, hatta bazı durumlarda fayda sağlamak bir yana, zararlı olup olmadıkları tartışmalara sebep olmuştur.

Kırık Camlar Teorisi Uygulamalarının Yorumlanması

kırık camlar teorisi

Colombia Üniversitesi Hukuk Profesörü Bernard Harcourt, Kırık Camlar Teorisi ile ilgili olarak şunları söyler: “Bu teori, kabul görmesi için şartların çok elverişli olduğu bir zamanda (1982) ortaya çıktı. O zamanlar suç oranları çok yüksekti ve hapishaneler dolup taşıyordu. Bu durumdan kurtulmayı sağlayacak bir çözüm görünürde yoktu. Artan suç problemini çözmek için hapishaneleri daha da doldurmaktan başka bir yol yok gibi görünüyordu.”

New York’taki mucizevi sonuçlar ile ilgili olarak ise Harcourt’un yorumları şöyle: “New York’taki suç oranları daha Giuliani Belediye Başkanı seçilip Kırık Camları uygulamaya geçirmeden önce düşmeye başlamıştı. O sıralarda, özellikle 1991’de başlayarak, ülke (ABD) genelinde suç oranlarında çok ciddi bir düşüşe şahit olduk.

Bu düşüşü dikkat çekici kılan ne kadar geniş kapsamlı olduğu idi. Kırık Camlar Teorisi ya da daha farklı mücadele yöntemlerini uygulamayan şehirlerde bile suç oranları düşüyordu. Örneğin, o sıralarda Los Angeles Polis Teşkilatı çok ciddi yolsuzluk skandalları ile boğuşuyordu ve hemen hemen işe yaramaz olarak görülüyordu. Los Angeles şehri bu durumdayken ve Kırık Camlar Teorisi uygulamalarını hayata geçir(e)mediği halde bile suç oranlarında New York’takilere benzer düşüşler gözlemlendi. ”


Amerika genelinde gerçekleşen bu suç oranlarında azalama durumu hakkında pek çok çalışma yapılmıştır. Genel olarak bu durum ekonomideki büyümeye ve “crack cocain” adı verilen uyuşturucu madde bağımlılığının ülke genelinde yürütülen çalışmalar ile sona erdirilmesine bağlanmaktadır. Bazı suçbilimciler cezaların ağırlaştırılmasının da burada bir rol oynadığını iddia eder.

Yukarı bahsettiğimiz üzere bu teoriye farklı noktalarda karşı çıkan ya da tamamen yanlış ve işe yaramaz olduğunu iddia eden akademisyenler var. Hatta şehir güvenliği uygulamalarında polise ölçüsüz ve gereksiz güç verilmesi için bahane oluşturduğunu söyleyenlere bile rastlamak mümkün. Ama zaten pozitif bilimi muhteşem yapan şeylerden biri de bu: Adı üstünde, Kırık Camlar bir teori. Yani yeni deneyler ve ispatlar ışığında değişmesi olası bir açıklama.

Yazının üçüncü ve son kısmında Kırık Camlara karşı yapılmış çalışmalara bakacağız. Bunların bir parçası da yazının ilk kısımda bahsettiğimiz Prof. Zimbardo’nun kırık camlar deneyinin Kelling ve Wilson’ın orijinal makalelerinde aktardıklarından farklı gerçekleştiğine yönelik iddialar. Maalesef iddia edilen farklar tüm Kırık Camlar çıkarımlarını etkileyebilecek kadar ciddi. Kırık Camlar Teorisi Üçüncü Kısım: Teorinin Zayıf Noktaları


Kaynaklar ve ileri okumalar:

  • [1]-How A Theory Of Crime And Policing Was Born, And Went Terribly Wrong; https://www.npr.org
  • [2]-Ellis, L.A., Churruca, K., Tran,An empirical application of “broken windows” and related theories in healthcare: examining disorder, patient safety, staff outcomes, and collective efficacy in hospitals. BMC Health Serv Res 20, 1123 (2020). https://doi.org/
  • [3] – Rüya Giuliani says ‘I committed no crime’ while working for Trump; https://www.theguardian.com/
  • [4]-Kelling, G. L., & Bratton, W. J. (1998). Declining Crime Rates: Insiders’ Views of the New York City Story. Journal Of Criminal Law & Criminology, 88(4), 1217-1232.

Matematiksel

Toygar Akgün

Dr. Toygar Akgün lisans derecesini 2001 senesinde Bilkent Üniversitesi, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden, yüksek lisans ve doktora derecelerini ise 2004 ve 2008 senelerinde Georgia Institute of Technology, Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden almıştır. Doktora çalışmalarını tamamladıktan sonra NVIDIA şirketinde yazılım mühendisi olarak çalışmıştır. 2012 senesinde Türkiye’ye dönerek ASELSAN’da çalışmaya başlamış ve on yıla yakın bir süre zarfında Kıdemli Uzman Yazılım Mühendisi, Lider Sistem Mühendisi, Kıdemli Lider Sistem Mühendisi, Ekip Lideri ve Teknik Yönetici görevlerini yürütmüştür. Temmuz 2021 itibariyle kurucu ortağı olduğu bir özel girişimde CTO olarak görev yapmaktadır. Dr. Akgün’ün IEEE Transactions on Image Processing, ACM Transactions on Sensor Networks gibi saygın akademik dergilerde ve SPIE International Society for Optics and Photonics gibi endüstriyel etkisi yüksek, sadece hakem denetimli yayın yapan konferanslarda yayınlanmış akademik ve endüstriyel çalışmaları mevcuttur. 2021 itibariyle Dr. Akgün tamamı uluslararası olmak üzere ondan fazla yayınlanmış ya da yayınlanma sürecinde olan patente sahiptir.

Bu Yazılarımıza da Göz Atınız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu