Sanat ve Edebiyat

İzlemenizi Önereceğimiz Kafa Karıştıran Bilim Kurgu Filmleri

Uzaylılar. Robotlar. Süper kahramanlar. Bilim kurgu filmlerinin olmazsa olmazları. Ancak size önereceğimiz bilim kurgu filmleri bunlardan daha farklı. Listeyi kalabalık yapmamak adına kısa tuttuk. Diğer önerilerimizi de yazının sonunda görebilirsiniz. Keyifli seyirler…

Deja Vu (2006)

“Deja vu” (ya da “Dejavu”), doğru yazımıyla “Déjà vu”, Fransızcada “zaten görülmüş” demektir. Dolayısıyla ne olduğu, isminde gizlidir. O anda gördüğünüz ya da deneyimlediğiniz bir olayı daha önceden gördüğünüzü ya da deneyimlediğinizi sanma ya da hissetme halidir. Film kelimenin tam anlamından yola çıkıyor.

Peki Jerry Bruckheimer tarafından üretilen bir filmden ne beklenir? Patlamalar, silahlı kavgalar, araba kovalamacaları ve en iyi dramatize edilmiş sahneler. Déjà Vu’da hepsi gözlerinizin önüne mükemmel oranlarda sunulmuş. Denzel Washington her zamanki gibi oyunculuğuyla göz dolduruyor, gerçekten rolünün hakkını veriyor. New Orleans’ta bir feribota düzenlenen terörist saldırının ardından yürütülen soruşturma etrafında şekillenen hikayede bir dedektifi canlandırıyor. Ancak sadece davayı çözmek değil onu daha gerçekleşmeden engelleyebileceğini de keşfediyor.

Herkesin hayatını kurtarmak için yaşamlarımızın en mahrem anlarının izlenebileceği bir teknolojinin sizin üzerinizde kullanıldığını bilseydiniz ne yapardınız? Film bunun üzerine pek de düşünmenize gerek kalmadan bunu sizin için meşru hale getiriyor. Ayrıca dinsel fanatikler ve aşırı milliyetçilerin düşman olarak sunulduğu film 11 Eylül sonrasında çekilmiş olmasıyla teröre karşı savaşta bireysel özgürlüğün umursanmamasının hayatınızı kurtarabileceğine klişe sahnelerle vurgu yapıyor. İncelemek isterseniz.

The Butterfly Effect (2004)

Amerikan Bilim İlerleme Derneği’nin 139. toplantısında Edward Lorenz bir soru sordu. “Brezilya’da bir kelebeğin kanatlarını çırpması Teksas’ta bir kasırgaya yol açar mı?” Bu sorunun cevabı muhtemelen duyduğunuzdan farklıdır.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü meteoroloji profesörü Lorenz, asla bu şekilde uygulanmasını amaçlamıyordu. Bazı karmaşık dinamik sistemlerin, başlangıç ​​koşullarındaki küçük varyanslarının sistemin sonuçları üzerinde derin ve geniş ölçüde farklı etkileri olabileceği öngörülemeyen davranışlar sergilediği fikrini göstermek istemişti. Bu sistemlerin hassasiyeti nedeniyle sonuçlar tahmin edilemez. Bu fikir, girişinden bu yana sayısız senaryoda uygulanan kaos teorisi olarak bilinen bir matematik dalının temeli oldu.

Klasikleşmiş bir zamanda yolculuk filmi serisi olan Geleceğe Dönüş(Back to the Future) üçlemesi ardından gelen bu filmde ana karakteri olan Evan Treborn, babasından gelen bir yetenekle zamanda yolculuk yapıp olaylara müdahale edebiliyor. Tabi Geleceğe Dönüş’te Marty Mc Fly da yaptığı her değişikliğin etkisini görmektedir. Ama Kelebek Etkisi’ni bir gelecekte de en iyiler arasına sokacak şey bilindik bir tema ile başlayıp hayranlık yaratacak bir kurgu üzerinde yükselirken, gözlerinize inanamayacağınız sürprizleriyle izlediğiniz her dakikanın hakkını vermesi. Fantastik bir film izlemekten kesinlikle daha fazlası. Detaylar için:

The Truman Show (1998)

Truman Show aslında, Alacakaranlık Bölgesi’nin “Özel Hizmet” adlı bölümünden esinlenerek Andrew Niccol tarafından hazırlanmış bir senaryo idi. Scott Rudin senaryoyu satın aldı. Ardından Paramount Pictures’da prodüksiyon kurdu. Sonrasında da komik rollerle tanınan Jim Carrey için senaryo yeniden yazıldı.

Film, doğumdan bu yana, kocaman bir yalanın içinde yaşayan Truman Burbank’ın sıkıcı yaşamını anlatır. Truman’ın tüm varlığı, acımasızca televizyon yapımcısı Christof’un iradesi ve vahşi hayal gücü etrafında döner. 7/24 izlenen dünyaca ünlü bir TV yapımıdır: Truman Show. Truman’ın gerçek sandığı hayatı aslında yüksek teknolojili bir film setidir. Bildiği tek gerçek, dünyadaki televizyon sahiplerinin derin finansal çıkarlarının bilmesini istedikleridir.  

Inception (2010)

Başlangıç, Christopher Nolan‘ın muazzam bir düşünsel labirenti olan bu filmin senaryosunu yazması 10 yılını almış. Filme eklenen görsel efektler ile de bir başyapıta dönüştürmüş. Çok daha fazlasını filmi izlerken nefessiz kalırken anlayacağınız senaryodan daha fazla bahsetmeden kısaca hikayesine değinelim.

Dom Cobb yetenekli bir hırsızdır. Zihin halinin en bilinçli olduğu rüya hali sırasında bilinçaltının derinliklerinden değerli sırları çalmak onun işidir. Cobb’un nadir kabiliyeti onu, kurumsal casusluğun bu acımasız yeni dünyasında sevilen bir oyuncu haline getirir. Ancak aynı zamanda onu uluslararası bir kaçak yapar ve sevdiği her şeye mal olur. Şimdi ise bu son işinde Cobb’a her şeyden kurtulabileceği bir bilet sunulmuştur. Son bir iş ona hayatını geri verebilir, ancak imkansız bir iştir. Mükemmel soygun yerine, Cobb ve uzman ekibi tersini yapmak zorundadırlar: görevleri bir fikir çalmak değil, bir fikri yerleştirmektir. Ancak hiçbir dikkatli planlama veya uzmanlık ekibi onu, her hareketini öngören tehlikeli düşmana hazırlayamaz.

Frequencies (2013)

Ana karakterlerden biri en son sahnede seslenir: “Cidden bir önemi var mı?”  ve filmin en başına dönersiniz aynı soruyla. Alternatif bir gerçeklikte, çocuklar kaderlerini şekillendiren bilgilerle ne kadar şanslı olacaklarını (“frekanslarını”) öğrenirler. En şanssız çocuk, en şanslı kıza olan yasak aşkını sürdürmek için özgür iradenin gizemlerini ayrıştırmalıdır, sırları çözmelidir.

Bazı filmler sorgulatır. Bu onlardan biri. Yazar / yönetmen Darren Paul Fisher, her dört veya beş yılda bir çalışmayı bitiren ve daha sonra ortadan kaybolan veya kış uykusuna giren ya da kendi gezegenine geri dönen nadir bir tip. Bu olağanüstü bir film aslında tüm zamanların en karmaşık metafizik senaryolarından biri ile şekerle kaplı mı, yoksa harika bir aşk hikayesi mi olduğunu anlamaya çalışırken birden metafizik bir senaryoya dönüşüyor. Yetişkin kadrosunun sahneleri mükemmel ve kusursuz. Unutulmaz, keyifli, şaşırtıcı…



Dip Not

Matematiksel, tamamen gönüllü bir ekip tarafından 2015 yılından beri yürütülen, Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmayı hedefleyen, öğretmenler tarafından kurulmuş bir bilim platformudur. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Nesibe Manav

Öğrendikçe büyüyoruz, hayallerimiz ve dünyamız güzelleşiyor. Öğrenmek, hayatı anlamak için pek çok pencere açıyor. Matematiğin öğrettiği şeylerden biri de ne kadar bilirsen o kadar az şey bildiğini farketmen. Öğrenmeyi seviyorum ve öğrendiklerini paylaşmak beni mutlu ediyor. O yüzden paylaşalım ki bilgimiz artsın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu