Kendimizi Geliştirelim

Doğru Soruları Sorma Sanatı: Cevaplardan Çok Sorulara Odaklanalım!

Doğru soruları sormak, hayatınızın her alanında büyük fark yaratacak bir beceridir. Ancak ne yazık ki bu beceri okullarda fazla öğretilmez. Sonucunda okullar sorduğumuz sorulardan ziyade verdiğimiz cevaplar ile bizleri değerlendirir.

Oysa ki soru sormak, konuşma sırasını karşınızdaki kişiye çevirmenin en iyi yoludur. Sonucunda hiç kimse sadece kendisinden bir insanla sohbet etmeyi istemez. İyi bir soru, karşınızdaki kişiyi konuşmaya teşvik edecek, bu durumda aranızda bir yakınlık duygusu yaratacaktır. Ayrıca zaten tanıdığınız, ancak henüz anlamlı bir düzeyde iletişim kuramadığınız biriyle ilişkinizi derinleştirmenize de yardımcı olacaktır.

Heyecan verici sohbetlerin önünü açmak için doğru soruları nasıl sormalısınız?

1- Kişisel bir soru sormadan önce kendinizle ilgili bir şeyler paylaşın.

Biz insanlar sosyal karşılıklılık ilkesine sahibiz. Bu, birisi bizim için güzel bir şey yaptığında, karşılığında onlar için bir şeyler yapmaya mecbur hissettiğimiz anlamına geliyor. Herhangi bir kişisel soru sormadan önce, duygularınız veya yaşam deneyimleriniz hakkında ilginç bir şey açıklayarak başlayın. Bu, bir güven ortamı yaratır. Aynı zamanda konuştuğunuz kişiyi de kendisine ait bir şeyi paylaşmaya teşvik eder. Biri size kendisi veya hayatı hakkında kişisel bir şey söylerse, aynı şekilde karşılık verin.

2- Yakınlığı artıran sorular sorun

Mümkün olduğunda, gerçeklerin ve rakamların ötesine geçen derinlikli sorular sorun. Örneğin “Nerelisin?” sorusu yerine “Hayatının en büyük başarısı nedir?” sorusunu sorarsanız diyaloğun kendiliğinden geliştiğini görebilirsiniz.

Yakınlık yaratan soruların doğası gereği kişisel olduğunu fark edeceksiniz. Küçük konuşmalardan bu sorulara ne zaman geçeceğinize karar verirken uygun zamanı seçmelisiniz. Karşınızdaki kişi herhangi bir rahatsızlık belirtisi gösterirse, sohbeti daha önemsiz konulara taşımaya her zaman hazır olun.

3- Daha fazla açıklamayı teşvik etmek için “Papağan” tekniğini kullanın

Papağan tekniği, utangaç insanların açılmasına yardımcı olur. Yapmanız gereken tek şey cevaplarının son iki veya üç kelimesini almak ve bunları bir soruya dönüştürmektir. Bu yöntem, aynı zamanda bütünüyle bir soru sormaktan daha az resmidir.

4- İpuçlarını dinleyin.

Birinin yaptığı masum (veya çok masum olmayan) yorumlara dikkat ederseniz, aynı konulara birden çok kez atıfta bulunacaklarını fark edeceksiniz. Bu, onların en derin tutkularına değinen anlamlı sorular için size değerli bir başlangıç ​​noktası sağlar. Birisi bir şey hakkında gerçekten tutkulu olduğunda, asıl konu tamamen alakasız olsa bile, genellikle bu konu konuşmada ortaya çıkar.

5- Anlamlı “biz” soruları sorun:

“Biz” sorularını yerinde kullanmak gereklidir. “Sizce bu toplantının sonunda fazladan beş dakika daha kalmamız gerekecek mi?” Gibi önemsiz bir “biz” sorusu karşınızdaki kişiyi sizinle ilişki kurmaya teşvik etmeyecektir. Ancak, “Hepimizin hayır kurumlarına daha fazla para vermesi gerektiğini düşünüyor musunuz?” sorusu uyumu artıracak ve ilginç tartışmalara yol açacaktır.

Doğru Sorular Nasıl Sorulmalıdır?

Bazı sorular elbette bilgi edinmek amacı ile sorulur ve öznel değildir. Örneğin, kuruluşunuzdaki bir departmanın nasıl çalıştığını derinlemesine anlamak istiyor olabilirsiniz. Belirli bir tıbbi prosedürün nasıl gerçekleştirildiğini tam olarak öğrenmek isteyebilirsiniz. Bu noktada da bazı önbilgileri akılda tutmak gerekecektir.

1- Doğru Kişiye Sorduğunuzdan Emin Olun

Hepimiz bir konuyu çok iyi anlayan, ancak bilgi iletme konusunda çok iyi olmayan insanları tanıyoruz. İdeal olarak, ilgili arka plan bilgisine, kendilerini ifade etme yeteneğine ve fikirlerini ifade etmek için gereken özgüvene sahip birine sormanız gerekir.

Bu, özellikle sorunuz teknikse veya yüksek düzeyde uzmanlığa sahip birinden girdi gerektiriyorsa önemlidir. Tanımadığınız birine önemli bir soruyu cevaplamanıza yardımcı olacağı umuduyla yaklaşıyorsanız, önce biraz arka plan araştırması yapın. Bu kişinin nereden geldiğini, eğitim düzeyini, ilgi alanlarını ve hatta (bilgi mevcutsa) kişilik tipini düşünün.

2- Kimsenin Zamanını Boşa Harcamayın

Bir soru sormadan önce, diğer seçenekleri denediğinizden emin olun. Sonuçta Google’ı kullanmak yalnızca birkaç saniye sürer. Kendi araştırmanız ihtiyacınız olan cevapları vermediğinde bile, çaba sarf ettiğinizi dile getirin. Örneğin, “Ders kitabındaki ilgili bölüme baktım ve internette biraz araştırma yaptım ancak bu konuyu anlayamıyorum. Bunu açıklar mısın?” sorusu “Bunu anlamadım. Bunu bana açıklar mısın?” sorusundan daha iyidir.

3- Her seferinde yalnızca bir soru sorun.

Hiç kimse bir dizi soruya cevap vermeyi sevmez. Birden fazla soruyu birleştirmek, birini sinirlendirmenin veya kafasını karıştırmanın kesin bir yoludur. Cevaplanmasını istediğiniz soruları belirleyin ve onlara soracağınız en mantıklı sırayı düşünün. Mümkünse, bunları bir kağıda liste olarak veya telefonunuza not olarak yazın.

4- Ne zaman araya gireceğinizi bilin.

Genel olarak, birisinin konuşması durumunda sözünü kesmek kabalıktır. Soru sorduğunuzda da bu kural geçerlidir. Bununla birlikte, araya girmenin en mantıklı hareket tarzı olduğu zamanlar vardır. Örneğin, birisi sorunuzu yanıtlarsa ancak daha sonra konudan uzaklaşmaya başlarsa, basit bir “Böldüğüm için üzgünüm ama sadece bir şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum” ifadesi sohbeti yoluna sokmak için işe yarayabilir. Bu numara, diğer kişi sorunuzu tam olarak anlamadığında ve size mantıklı olmayan beklenmedik bir yanıt verdiğinde de işe yarar.

5- Düşünmek için durursa endişelenmeyin.

Karşınızdaki kişi bir an için konuşmayı bırakırsa veya yanıtını vermeden önce birkaç saniye beklerse, bunu yanlış türden bir soru sorduğunuzun işareti olarak almayın. Onlara ihtiyaç duydukları alanı verin. Sadece sessizliği doldurmak için konuşmaya başlamayın.

6- Birini belirli bir yola yönlendirmeyin.

Birinin gerçekten ne düşündüğünü bilmek istiyorsanız, ona yönlendirici bir soru sormaktan kaçının. Yönlendirici sorular, birisini belirli bir şekilde yanıtlamaya teşvik eden sorulardır. Örneğin, aşağıdaki soru çiftlerine bakın:

  • Yönlendirici soru: “Bu projede hangi sorunlarla karşılaşıyorsunuz?”
  • Yönlendirici olmayan soru: “Bu projenin nasıl gittiğini bana söyler misiniz?”

İlk örnekte soru diğer kişinin bazı sorunlarla karşı karşıya olduğunu varsayar. Bu da onları deneyimlerinin olumsuz yönleri üzerinde durmaya teşvik eder. Yönlendirmeyen soru açık uçludur ve diğer kişiye, kişinin boyutu hakkındaki gerçek fikirlerini dile getirme şansı verir.

7- Birinin Fikrini Değiştirmek İçin Soruları Kullanmayın

Birini fikrini değiştirmeye ikna etmeye çalışırken, çoğu insan mantıklı bir argüman ortaya koymaya ya da görüşlerinin neden doğru ve diğer kişinin görüşünün yanlış olduğu konusunda savunma yapmaya çalışır. Ancak bunun hakkında düşünmek için bir dakikanızı ayırdığınızda, bunun çoğu zaman işe yaramadığını fark edeceksiniz. Bir kişinin kendi varsayımlarına meydan okumasına izin veren iyi seçilmiş, açık uçlu sorular sorarsanız daha şanslı olursunuz. Birisini kendi dünya görüşünü sorgulamaya teşvik etmek, onu sizin fikrinizi gerçekmiş gibi kabul etmeye zorlamaktan daha iyi sonuçlar verecektir.

Doğru soruları sormak önemli bir konuşma becerisidir. Bir dahaki sefere birinden yararlı bir yanıt almayı başardığınızda, sorunuzu nasıl sorduğunuzu düşünün. Bir kişide işe yarayan şeyin bir başkasında pek işe yaramayabileceğini unutmayın, bu nedenle yaklaşımınızı gerektiği gibi uyarlamaya hazır olun. Yazının devamında göz atmak isterseniz: Not Almanın En İyi Ve Etkili Yolu Nedir?


Kaynaklar ve ileri okumalar:

  • Ian Tuhovsky; The Science of Effective Communication: Improve Your Social Skills and Small Talk, Develop Charisma and Learn How to Talk to Anyone
  • Questioning Techniques; https://www.mindtools.com/
  • The Surprising Power of Questions; Yayınlanma tarihi: Mayıs 2018; Bağlantı: https://hbr.org/

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu