
1995 yılından önce internet öncelikle araştırma amaçlı kullanılıyordu. Ancak, Windows 95’in piyasaya sürülmesiyle halk arasında oldukça popüler hale geldi. O zamandan bu yana 20 yıldan fazla bir süre geçti. Bu süre içinde de bir ağa bağlı olmadan yaşamak neredeyse imkansız hale geldi. Sonuçta farklı bakış açılarına göre farklı biçimlerde yorumlansa da, son yıllarda iyi ya da kötü çok şey değişti. Ancak internetin gelişiyle birlikte en çok etkilenen şey kesinlikle kullandığımız dil oldu. Mesajlaşma ve beraberinde kullandığımız emojiler hem dilimizi hem de beynimizi şekillendirdi.
Normal koşullarda bir kelimenin nasıl ortaya çıktığını belirlemek için mantık kullanabileceğimiz günler artık geride kaldı. Bir kelimenin kökü, diğer benzer kelimelerle karşılaştırılarak anlaşılabilir. Peki “Tweet” kelimesinin kökeni nedir? Bunun için herhangi bir eski kök bulmak zor olacak. İşte günümüzde dilde değişen şey budur. Ancak bu korkulacak bir şey değil. Sonuçta dil değişimi, o dili konuşan insanların değişimi ile paralel ilerler. Ayrıca, dil değişikliği mutlaka kötü bir şey değildir. Eğer dil hiç değişmeseydi dillerimizde modem, radyo veya televizyon gibi modern icatları tanımlayacak sözlerimiz olmazdı.

İnternet Kullanımı Dili Nasıl Değiştirdi?
Günümüzde neredeyse hepimiz birine telefon ile aramak yerine mesaj yazmaya başladık. Zamanın giderek sınırlı hale geldiği dünyamıza bize hız kazandırması için kullandığımız bu çözüm, dili anlama şeklimizi ve arkasındaki temel gramer kurallarını etkiledi. Kısa mesajları daha da kısaltmaya başladık ve işin içine bir de emojileri soktuk. Bu sayede, satırlar dolusu kelimenin ifade etmekte zorlanacağı sevgi, sempati, öfke, şüphe gibi duyguları aktarmanın bir yolunu bulduk. Örneğin bir kişiyi eleştirmek istiyor ancak bu esnada karşınızdakini de kırmak istemiyorsanız artık bunu yapmak çok kolay. Cümlenin sonunda bir emoji kullanmanız yeterli. Tabii kullandığınız ifade pozitif olduğu sürece. Yoksa durum tamamen değişebiliyor.

Emojiler Beyinlerimizi Yeniden Şekillendiriyor
Emojiler, yüz yüze konuşurken yaptığımız el hareketlerini etkili bir şekilde değiştirdikleri için duyguları ifade etmenin yeni yoludur. Ayrıca yapılan araştırmalar bu ifadelerin beynimizde de bir takım değişikliklere neden olduğuna işaret ediyor. Örneğin, yazışmalarda sıkça yer alan “:)” ve “:(” gibi ifadeler doğrudan beynin yüz ifadelerini algılamaya ve tepki vermeye yönelik bölgelerini harekete geçiriyor. Beyniniz de yazışma içindeki simgelere insan yüz ifadesine verdiğine benzer tepki veriyor. Ancak bunun olması için ifadeyi soldan sağa yazmanız gerekiyor.
Yani:) ifadesiyle sonuç alırken, (: ifadesiyle aynı sonucu alamıyorsunuz. 1100 kişiye :p ifadesinin ne anlama geldiğinin sorulduğu bir çalışmada, yaklaşık %66’sı bunu sevimli davranışlar ile ilişkilendirdi. Ancak %8’i ise kızgınlık hissi ifade ettiğini söyledi. Bu da bize emojilerin aslında evrensel duygular uyandırmadığını hatırlattı. Yani tıpkı beden dilinde olduğu gibi farklı kültürler tarafından farklı şekilde algılanıyor. Örneğin elinizi yumruk yaparak başparmağınızı havaya kaldırdığınız “beğenme” işaretiyle birçok Orta Doğu ülkesinde sağlam bir dayak yiyebilirsiniz.
Dil değişimi zamanla kaçınılmazdır ve çoktan başlamıştır. Yapabileceğimiz tek şey bu değişime uyum sağlamak. Uzmanlar, dildeki bu değişimin hızlanıp hızlanmadığı konusunda bir sonuca varmak için 20 yıl daha geçmesi gerektiği düşünüyor. Fakat kesin olan şu ki, daha önce sadece konuşmaya özgü olan resmiyetten uzak dil bugün internet sayesinde yazılı dile de nüfuz etmiş durumda. Belki de dilin nasıl sürekli olarak yeniden biçimlendiği gerçeğinin daha fazla farkındayız bugün. Bu ise bu yeniliklerin herkes tarafından görülecek tarzda yazılı bir halde paylaşılmasından kaynaklanıyor.
Göz Atmak İsterseniz
İleri okumalar:
- How emoji conquered the world; Yayınlanma tarihi: 4 Mart 2013; Bağlantı: https://www.theverge.com/
- Is English Changing?; Bağlantı: https://www.linguisticsociety.org/
- Emoticons in mind: An event-related potential study; Yayınlanma tarihi: 17 Temmuz 2013; Bağlantı: https://www.tandfonline.com/
Matematiksel