Kimya

Karbon Emisyonları Dünyayı Nasıl Kirlettiğimizi Kanıtlıyor

Karbon emisyonu, çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkan karbonun atmosfer içine salınmasıdır. Karbondioksit (CO2) dünyadaki yaşam için son derece önemli olan kokusuz bir gazdır. Doğal karbondioksit emisyonu dünyanın işleyişinde önemli bir yere sahiptir.

Karbon Emisyonları

Ancak doğal olmayan karbon ve sera gazlarının salınımı çevre için büyük zararlara neden olur. Bu gazların atmosferde belli bir konsantrasyonun üzerine çıkması küresel ısınmaya yol açar. 1896’da İsveçli Svante Arrhenius, insan kaynaklı karbondioksitin küresel sıcaklıklar üzerindeki etkilerini ölçen ilk bilim insanı oldu. Arrhenius atmosferdeki karbondioksit oranının Endüstri Devrimi öncesindeki oranın iki katına ulaştığında, dünyanın ortalama sıcaklığının da 5-6 derece artacağını yazmıştı.

1856 yılında, karbondioksitle dolu bir atmosferin aşırı ölçüde ısınabileceğini ilk fark eden, Amerikalı aktivist, bilim insanı Eunice Newton Foote (17 Temmuz 1819 – 30 Eylül 1888) idi. Kendisini tanımak isterseniz: Eunice Newton Foote: İklim Değişikliği Biliminin Unutulan Öncüsü

Dünyanın ortalama küresel sıcaklığı, 1880’den bu yana 1 °C’den fazla yükseldi. Buna rağmen, her yıl atmosfere 30 gigatondan fazla karbondioksit pompalıyoruz. Son 150 yılda atmosferdeki sera gazlarındaki artışın neredeyse tamamı insan faaliyetleri nedeniyle gerçekleşti. Bu gazların büyük kısmı taşımacılık, elektrik üretimi ve ısınma için kullanılan fosil yakıtlardan geliyor.

Karbon emisyonları, küresel iklim değişikliğinin başlıca itici gücüdür. İklim değişikliğinin en kötü etkilerinden kaçınmak için dünyanın acilen emisyonları azaltması gerektiği yaygın olarak kabul edilmektedir.

Küresel karbon emisyonları zaman içinde nasıl değişti?

19. yüzyılın başlarında, Birleşik Krallık tek büyük kömür üreticisiyken, fosil yakıtların yanmasından kaynaklanan küresel karbon emisyonları, yılda 10 milyon tondan azdı. 1950’de 1,5 milyar tonu aştılar. Avrupa, Kuzey Amerika, SSCB ve Japonya’daki savaş sonrası ekonomik genişleme, sonrasında da Çin’in 1980 sonrası ekonomik yükselişi, emisyonları 2000 yılı civarında dört katına çıkarmıştı.

Bu çizelgede, 18. yüzyılın ortalarından günümüze küresel emisyonların büyümesini görüyoruz. Sanayi Devrimi’nden önce emisyonların düzeyi oldukça düşük. Emisyonlardaki büyüme, 20. yüzyılın ortalarına kadar yavaş devam ediyor. Ancak sonrasında hızlı bir artış söz konusu. Her yıl 36 milyar tondan fazla salınım yapıyoruz.

1800 ile 2000 yılları arasındaki iki yüzyılda. fosil yakıtlardan atmosfere karbon transferi 650 kat artarken, nüfus sadece altı kat arttı!

Bölgelere göre karbondioksit emisyonları

20. yüzyıla kadar küresel emisyonlara Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nin hakim olduğunu görüyoruz. 1900’de, emisyonların %90’ından fazlası Avrupa veya ABD’de üretildi. Ancak son yıllarda bu önemli ölçüde değişti. 2017 itibariyle, büyük ölçüde kömür yerine artan doğal gaz kullanımı sayesinde, Avrupa Birliği’nde emisyonlar yaklaşık yüzde 15 azaldı. Bununla birlikte, tüm bu kazanımlar, yaklaşık 1 milyardan yaklaşık 3 milyar tona yükselen Çin karbon emisyonları tarafından dengelendi.

Çin’de emisyonların büyüme hızı yavaşlamaya başladı. Bununla birlikte, Hindistan ve Afrika’da hızlanıyor ve bu nedenle, yakın zamanda önemli bir küresel düşüş görmemiz olası değil gibi gözüküyor.

Kişi başına düşen karbon emisyonları

Dünya 7,7 milyardan fazla insana ev sahipliği yapıyor. Ancak dünyanın kaynakları bu nüfusa eşit olarak dağılmıyor. Bunun sonucunda ortaya çıkan kirlilik de doğal olarak birileri diğerlerine göre daha fazla sorumluluk sahibi oluyor. Her ülkenin ortalama vatandaşının katkısını, toplam emisyonlarını nüfusuna bölerek hesaplayabiliriz. Bu bize kişi başına CO2 emisyonu veriyor. Görselleştirmede, dünya genelinde kişi başına emisyonlardaki farklılıkları görüyoruz. 

Dünya genelinde kişi başına düşen karbondioksit emisyonlarda çok büyük eşitsizlikler var. Dünyanın kişi başına en büyük CO2 salıcıları, başlıca petrol üreten ülkelerdir. Bununla birlikte, büyük petrol üreticilerinin çoğu nispeten küçük bir nüfusa sahiptir. Yani toplam yıllık emisyonları düşüktür.

Uzmanlar, iklim değişikliğinin olumsuz ve ani etkisinin ilk olarak en savunmasız ülkeleri ve toplulukları vurduğunun altını çiziyor. Bu nedenle, henüz etkilenmiyor olsanız bile, komşularınız etkileniyor olabilir. Ayrıca bundan sonraki nesiller de etkilenmeye devam edecek. Daha iyi bir dünya inşa etmekten istiyorsak toplu olarak sorumlu olduğumuzu hissetmekten başka çözüm yok gibi gözüküyor.

Karbon ayak izinizi düşürün!

Karbon ayak izi, eylemlerimiz tarafından üretilen toplam sera gazı (karbondioksit ve metan dahil) miktarıdır. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli tarafından 2018 yılında yapılan araştırmaya göre, ortalama dünya sıcaklığı artışını 1,5°C’nin üzerine çıkarmamak için, ortalama yıllık küresel karbon ayak izinin 2050 yılına kadar 2 tonun altına düşmesi gerekiyor.

Bireysel karbon ayak izini 16 tondan 2 tona düşürmek bir gecede olmaz! Daha az et yemek, daha az aktarmalı uçuş yapmak ve kıyafetlerimizi kurutmak gibi eylemlerimizde küçük değişiklikler yaparak büyük bir fark yaratmaya başlayabiliriz.

Enerji tasarrufu yaparak ve bazı alışkanlıklarımızı değiştirerek karbon ayak izimizi azaltabiliriz. Örneğin, araba kullanmak yerine otobüs veya tren gibi toplu taşımayı kullanmak sebep olduğumuz karbon salınımını azaltacaktır.

Evlerimizde tasarruflu ampul kullanmak, evimizin ısı yalıtımını güçlendirmek, mümkünse yenilenebilir enerji kaynağı kullanmak da karbon ayak izini azaltmakta etkilidir. Ayrıca ağaçlar karbondioksiti emip oksijen üretirler. Bu sebeple doğaya olan borcumuzu az da olsa ödemek için ağaç dikebiliriz. Herkesin bireysel olarak yapabileceği bir şeyler vardır. Konu ile ilgili bilgilenin ve bilgilendirin. Karbon ayak izinizi düşürün! Ayrıca bu yazımıza da göz atmayı unutmayın. Küresel İklim Değişikliği İle İlgili En Çok Karşılaşılan 10 Efsane


Kaynaklar ve ileri Okumalar:

Matematiksel

Editör

Bu yazı gönüllü yazarlarımız tarafından hazırlanmış veya sitemiz editörleri tarafından belirtilen kaynaktan aslına uygun kalınarak eklenmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu