Astronomi

Müzik İle Evrenin Uyumu: Kürelerin Müziği

Pisagor Yunanca philos (“aşk”) ve sophos (“bilgelik”) kelimelerinden “filozof”( İng: philosopher) kelimesini ilk kullanan kişi olarak bilinir. Bunun nedeni Antik Yunan’da matematik ve felsefenin birbirini tamamlayan konular olarak kabul edilmesidir. Pisagor ve halefleri için, bir filozofun görevi bilgeliği aramaktı. Bu bilgelik ise sayılarda saklıydı. Bu arayışları esnasında notaların da belli sayısal oranlara bağlı olduğunu fark ettiler.

Pisagor; “Tellerin kıpırtısında geometri vardır, küreler arasındaki boşlukların hesaplanmasında da müzik” deyişi ile de düşüncesini bir adım öteye taşıdı. Çünkü cümlede adı geçen küreler gökcisimleri idi. Böylece Kürelerin müziği veya diğer adıyla kürelerin armonisi kavramı ortaya çıktı.

Kürelerin Müziği Nedir?

Kürelerin Müziği Nedir?

Pisagor’un ortaya attığı kürelerin müziği kuramına göre Güneş, Ay, Dünya ve diğer gezegenler yörünge hareketleri sırasında kendilerine özgü bir ses yayar. Bu sesler gökcisimlerinin birbirine uzaklığına göre farklılık gösterir. Bu kürelerin dizilimleri, müzikteki armonik uzunluklara denk geliyordu. İnanışa göre, bu kürelerin hareketleri de kürelerin müziği – armonisi olarak bilinen bir sese yol açıyordu.

İlerleyen yıllarda Pisagorcuların müzik teorisi kaybolsa da Ancius Manlius Severinus Boethius (MS 480′-524) konuyu unutulmaktan kurtardı. “De Institutione Musica” adlı kitabında müziği hiyerarşik bir yapıya ayırdı: Kürelerin müziği ( Musica mundana); Beden, ruh ve insanlar arasındaki etkileşim ( Musica humana); Sesler ve enstrümanlar. ( Musica enstrümantalis)

Johannes Kepler ve Dünyanın Şarkısı

Kürelerin müziğine duyulan ilgi uzun zaman varlığını korudu. Sonunda, gökbilimci Johannes Kepler, göklerdeki temel şekilleri ve melodik sesleri birbirine bağlayarak müzikal bir evren kavramını bir adım öteye taşımak istedi. Amacı, matematiksel olarak doğru ve harmonik olarak hoş olan bir dünya sistemi bulmaktı.

Kürelerin Müziği Nedir?
Alman matematikçi ve astronom Johannes Kepler, güneş sistemini ilahi uyum açısından açıklamaya çalıştı. 
Kepler zamanında bilinen altı gezegen

Bunun için, gezegenlerin hareketlerini inceledi. Gezegenlerin Güneş’e göre en yavaş ve en hızlı hareket ettikleri maksimum ve minimum uzaklık noktalarındaki hızlarını hesapladı. Sonrasında, bu iki değeri birbirine oranlayarak bazı müzikal aralıklar elde etti. ( Saturn: 5:4, Jupiter: 6:5, Mars: 3:2, Dünya 16:15). Sonunda, ölçüm sonuçlarının müzikteki armoniler ile uyumlu olduğuna karar verdi.

Kürelerin müziği, kepler
Harmonices Mundi

Devamında düşüncelerini Harmonices Mundi isimli kitabında yayınladı. Kepler, Latince yazdığı Harmonices Mundi isimli kitabında, müzik ve gökbilimi ilişkilendirerek, o dönemde bilinen altı gezegenin (Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter ve Satürn) hareketlerini yaydıkları seslerle açıklamaya çalıştı.

Gezegenlerin yaydığı seslerin kulakla duyulamasa da ruhen hissedilebileceğini ve gezegenlerin düzeninin bu müzikteki uyumla ilişkili olduğunu yazdı. teorisine göre Merkür soprano, Venüs ve Dünya altos, Mars tenor ve Jüpiter ve Satürn ise bastı.

Kürelerin Müziği Nedir?
Altı gezegen ve Ay için ton aralıkları. Merkür’ün sesi bir oktavın üzerindedir. Venüs’ten gelen ses pek değişmez. Dünya’nın şarkısı Mi’den Fa’ya yarım ton kadar değişir . [Kepler’in Harmonices Mundi’sinden bir görüntü .]

Kürelerin Müziği Gerçek mi? Uzayda Sesler Duyulur mu?

Uzay filmlerinde çoğunlukla bunun tam tersine şahit olsak da uzayda ses duyulmaz. Çünkü uzayda ses dalgaları yayılmaz. Ses ancak içinden geçmesi gereken bir tür madde (su, hava, metal) varsa yayılır.

Sonuçta ses basitçe titreşen molekülleri algılamamızdır. Moleküller uzayda olduğu gibi, neredeyse yokken bu sesi duyamazsınız. Ancak büyük patlama zamanında durum farklıydı. Ancak evren genişledikçe ve parçacıklar arasındaki mesafe arttıkça, ses artık yayılamaz oldu.

Bu, büyük patlamadan yaklaşık 380.000 yıl sonra meydana geldi. O sırada var olan ses dalgalarının kalıntıları da olduğu yerde donmuş halde kaldı. Bu nedenle koşulları değiştirerek uzaydaki sesleri algılamanın yollarını bulabiliriz.

Gerçekten Evrenin Sesi Var mı?

Geçtiğimiz yıllarda bilim insanları, Hubble teleskobunun Wide Field Camera 3 kamerasıyla çektiği galaksi kümelerinin fotoğraflarını sese dönüştürdü. Her bir öğeye bir ses verildi. Yıldızlar ve kompakt galaksilere kısa ve net tonlar, sarmal galaksilere de değişen yüksekliğe sahip uzun sesler verildi. Sonuçta gerçekten kürelerin bir müziği vardı. İsterseniz bu kaynaktan dinleyebilirsiniz.

Öte yandan, uzayda bir ses dalgası türüyle karşılaşmasak da, uzayın kendisinin sesini başka türlü duyabiliriz. Genel görelilik kuramı kütlelerin kütleçekimsel dalgalar yayacağını söyler. Bu tür olaylar tarafından gönderilen dalgalar ses dalgalarına benzer. Diğer dalgalar gibi genlikleri ve frekansları vardır. Bu nedenle ses dalgalarına dönüştürmek basittir.

Diğer dalga türlerini de sese dönüştürerek Evrendeki her türlü nesneyi dinleyebiliriz. Güneş’in sesi bir tıslama gibidir. Jüpiter’in sesi biraz da, mısır gevreği torbalarının üzerinden yürüyen biri gibi gelir. Ancak bir biçimde yine de onların seslerini duymamız mümkündür. Yani uzay sessiz değildir. Tek sorun bizim onu duyabilme yeteneğimizin olmamasıdır.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

  • Agnijo Banerjee, David J. Darling; Weird Maths: At the Edge of Infinity and Beyond
  • The harmony of the spheres: what modern physics can tell us; https://www.abc.net.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu