
Ekonomide arz talep kanunlarına bir çoğumuz aşinayız. Ancak yorulan ekosisteme dikkat çekmek ve ekolojinin ekonomi üzerine etkisini gözler önüne sermek amacıyla “ekolojik ekonomi” diye bir kavram daha vardır. Bu da bizi ekolojik ayak izi fikrine götürecektir.
Ekolojik Ayak İzi Nedir?

Ekolojik ayak izi, belirli bir yaşam tarzını sürdürmek için çevrenin ne kadarına ihtiyaç duyulduğunu hesaplayarak insanların doğal kaynaklara olan bağımlılığını ölçme yöntemidir. Başka bir deyişle, doğanın arzına karşı talebi ölçer.
Diğer bir deyişle sürdürülebilirliği ölçmenin bir yoludur. Belirli bir yaşam tarzını sürdürmek için çevrenin ne kadarına ihtiyaç duyulduğunu hesaplar. Ekolojik ayak izi, bireyler, şehirler, bölgeler, ülkeler veya tüm gezegen dahil olmak üzere farklı popülasyonlar için hesaplanır. Bu süreçte insanlar tarafından tüketilen biyolojik kaynaklardan oluşan atıkların miktarıyla biyokapasite karşılaştırılır.
Tüketim miktarlarının belirlenmesi için biyolojik verimli alanlar aşağıdaki şekilden de görüleceği gibi 6 temel kategoriye ayrılmıştır. Bu biyolojik üretim alanlarının insan tüketimine kaynak sağlayan kısmına biyokapasite denir.

Ekolojik ayak izi için birimler, dünya ortalamasına eşit bir üretkenliğe sahip biyolojik olarak verimli arazi miktarını ölçen küresel hektardır (kha). Bir arazinin ekolojik ayak izi biyolojik kapasitesinden fazlaysa (doğanın talebi arzından fazlaysa) bir alan sürdürülemez kabul edilir.
Ekolojik Açıklık Nedir?
Ekolojik açıklık, tüketimi anlatan ayak izi miktarı ile üretimi anlatan biyokapasite miktarı arasındaki farkdır. Sürdürülebilir bir hayat için ekolojik açıklığın azalması gerekir. Bunun için de ekolojik ayak izi değerinin azaltılmasına ve biyokapasite miktarının artırılmasına ihtiyacımız vardır.
Biyokapasite miktarının kısa zaman diliminde artışının gözlemlenmesi oldukça zordur. Fakat ekolojik ayak izi miktarımızı azaltmak bizim elimizdedir. Küresel Ayak İzi Ağı’nın 2016 yılı hesaplamalarına göre ülkemizin Ekolojik Ayak İzi değeri 3.4 küresel hektardır.
Bu açıklık dikkate değer bir noktadadır. Dolayısıyla var olan kaynaklarımızın kullanımı ve üretimin sürdürülebilmesi için iyi bir gelecek planlamasına ihtiyacımız vardır.
Ayak İzi Ailesi
Her bir ayak izi ailesi birbirleriyle etkileşim içerisindedir ve bütünleşik bir yapı gösterir. Çevresel Ayak İzi, ekosistemimiz hakkında bilgi sunan önemli bir parametredir. Mesela Karbon Ayak İzi, doğaya salınan CO2 ve sera gazlarının (GHG) değerleri konusunda bilgi verir. Üretim esnasında oluşan emisyonların yani hava, su ve toprakta bulunan emisyonların miktarı konusunda ise Emisyon Ayak İzi’ne bakılır.

Su Ayak İzi ise Mavi, Yeşil ve Gri Ayak İzleri olarak temel bileşenlerine ayrılmıştır. Mavi Su Ayak İzi, tüm tatlı su kaynaklarının insanlar tarafından kullanılan ölçüsünü ifade eder. Yeşil Su Ayak İzi, mahsul üretimi için gerekli olan su miktarını temsil eder. Gri Su Ayak İzi ise tatlı su kirlilik derecesini ölçen parametreyi ifade etmektedir.

Tarımsal işlemlerin ve fosil yakıt tüketiminin takibi için kullanılan ölçüt Nitrojen Ayak İzi’dir. Bu iz, Nr – N2 dışında kalan kalan tüm nitrojen türlerinin toplam miktarını ölçer.
Bölümlere ayrılan Arazi Ayak İzi, üretim ve tüketim kaynakları için ayrılan ve artan nüfusa bağlı olarak şekillenen gerekli arazi miktarını ölçmeye yarar.

Biyolojik Çeşitlilik Ayak İzi, iklim ve çevresel bozulmalar sebebiyle soyu tükenen endemik türleri ve tükenmek üzere olan biyolojik kaynakların ne olduğu konusunda bilgi verir. Kombine Çevre – Sosyal veya Ekolojik Ayak İzi ise enerji ve kimya alanında kullanılan doğal kaynakların tüketimi ve tüketim esnasında bürünebileceği değişik formların ekosistem üzerine etkisini inceler.
İnsan türünün sürdürülebilir yaşam koşullarını ekosistem ile bütünleşik yapıda değerlendirmek üzere Sosyal Ayak İzi de oluşturulmuştur. Ekonomik Ayak İzi ise gelir dağılımındaki adaletsizliğe dikkat çekmek amacıyla oluşturulan ayak izidir.
Ekolojik Ayak İzi Hesaplaması Nasıl Yapılır?
Tüm bunların ışığında Dünya’nın bize verdiği sinyali görmemizi isteyen ve tüketim çılgınlığına dikkat çeken bir kavram daha karşımıza çıkar.

Kapitalist ekonominin doğurduğu sonuç olan insanın her şeye sahip olma isteği eğer çok geç olmadan son bulmazsa sadece diğer canlı türleri değil; aynı zamanda insan soyu da en şiddetli biçimde yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Ayrıca değişen ekosistem dinamikleri sebebiyle ekonomi, artık ekolojiden bağımsız düşünülmemeli ve ülkeler ekonomi politikalarını oluştururken bu kavramı ön plana almalıdır. Eğer doğaya verdiğimiz zararı bir noktada yavaşlatmak ve ona bağlılığımızı göstermek istiyorsak, Ekolojik Ayak İzi miktarını düşürmeye yönelik politikalar geliştirmekle mükellefiz.
Göz atmak isterseniz…
Kaynakça:
- “Sürdürülebilirliğin Temel Taşı: Ekolojik Ayak İzi” (Erişim Tarihi: 12.12.2020). http://dacd.artvin.edu.tr
- Ecological Footprint. (Erişim Tarihi: 12.12.2020) https://www.footprintnetwork.org
- Ecological Footprints. (Erişim Tarihi: 14.12.2020) https://www.gdrc.org/
Matematiksel