Psikoloji

Can Sıkıntısı ile Mücadele Etmek Yerine Onu Sevmeye Çalışın

"İnsanın aklı çoğaldıkça can sıkıntısı artar." - Dostoyevski

Matematik ya da herhangi bir dersi dinlerken, eğer konuya hiç ilginiz yok ise, çaresiz bir biçimde can sıkıntınızla mücadele etmek zorunda kalabilirsiniz. Bu esnada da aklınıza varoluşsal sorular bile gelebilir. Mesela sıkılmak nedir? İnsanların (ve genel olarak hayvanların) can sıkıntısı yaşamak için evrimleşmesinin bir nedeni var mı? Bu can sıkıntısı hangi amaca hizmet ediyor? Şimdi cevaplara geçebiliriz.

Pek çok kişiye “can sıkıntısı nedir?” diye sorarsanız alacağınız cevap “yapacak hiçbir şey olmaması” biçiminde olacaktır. Oysaki can sıkıntısı bundan çok daha farklı bir anlam taşır. Martin Heidegger’in de dediği gibi “Can sıkıntısı bizi zaman ve varlık problemine götüren bir araç olarak, aynı zamanda bir fırsattır.”

Benzer bir biçimde filozof ve matematikçi Bertrand Russell’de can sıkıntısının kötü bir şey olmadığını ancak onu telafi etmeye çalıştıkça daha fazla heyecan isteğinin ortaya çıktığını ve sonunda yine can sıkıntısı ile sonuçlanacağını savunur. Şimdi filozofların dediklerini bir tarafa bırakalım. Can sıkıntısı konusunun biraz da arka planına bakalım.

Can Sıkıntısı Nedir?

Beynimiz biz istesek de istemesek de 7/24 çalışır. Bu durum biz uyurken bile değişmez. Asla ara vermez veya tatil yapmaz. Sahip olduğunuz her yetenek, iletişim kuran beyin hücreleriniz sayesinde vardır. Tüm bunların sonucunda da beynimiz elbette yorulur. Devamında da dinlenmesi gerekir.

Beyni dinlendirmek için yapabileceğimiz en iyi şey uyumaktır. Ancak ne yazık ki bu her zaman mümkün olmaz. İşte tam da bu noktada, uyumak için uygun zamanınız yok ise, hiçbir şey yapmadan sadece tavana bakmanız önerilir. Diğer bir deyişle, can sıkıntınız beyninizin dinlenmesini sağlayacaktır.

Can sıkıntısı, tüm dikkat dağıtıcılar kaybolduğu için içimizde bir boşluk yaratır. İşte, dış dünya ile düşünceleriniz arasında oluşan bu boşluk beyninizi yaratıcı olmak için özgür kılmanın ilk adımıdır. Aslında, düşüncelerinizin gerçek anlamda dış etkilerle kirlenmediği yer orasıdır.

Can sıkıntısı sadece biz insanlara özgü bir durum değildir. Ayağınızın dibinde miskin miskin oturan ve devamında da uykuya dalan köpeğiniz için de aynı şey geçerlidir. Hatta vahşi doğada bile hayvanlar can sıkıntısı ile yüzleşir. Sonuçta her zaman avlanacak bir av veya kaçılacak avcılar yoktur. Bu aralarda, vahşi hayvanların aylak aylak kaldıkları zamanları da vardır.

Can sıkıntısı kolayca köpeğinizi de etkisi altına alabilir.

Neden Can Sıkıntısını Sevmeyiz?

Şu ana kadar size bir can sıkıntısı güzellemesi yapsak da kabul edelim bir çoğumuz bu durumdan pek de hoşlanmayız. Aslında bakarsanız yaptığımız şeylerin çoğu, dikkatimizi dağıtmak yoluyla can sıkıntısını yaşamımızdan çıkarma çabasıdır.

Amaçsızca sosyal medyada dolanır, bize biraz dopamin salgılatacak bir şeyler ararız. İçimizdeki can sıkıntısını susturmak için kulağımıza kulaklıklarımızı yerleştiririz ve zaman geçirmek için videolar izleriz. Aslına bakarsanız, insanın tarih boyunca icat ettiği şeylerin pek çoğu, bir biçimde can sıkıntısını gidermek için olmuştur.

can sıkıntısı
Can sıkıntısı insanın; yapacak bir eylem bulamadığında, bulunduğu koşullardan memnun olmama durumunda, ilgisizlik ve dikkatsizlik hallerinde ortaya çıkar.

Antik Roma filozofu Seneca bile can sıkıntısını mide bulantısına benzetmiştir. Benzer şekilde, Fransızlar, muazzam bir memnuniyetsizlik ve hatta üzüntü durumunu belirtmek için ennui (kabaca can sıkıntısı olarak çevrilebilir) ifadesini icat ettiler. ( Detaylar burada: Ennui: Deneyimlediğiniz Ama Adını Bilmediğiniz Bir Duygu)

Aslında konu ile ilgili yapılan araştırmalar da gerçekten can sıkıntısına tahammülümüz olmadığını gösteriyor. Bir çalışmada katılımcılardan 6-15 dakikalık bir zaman diliminde hiçbir şey yapmadan boş kalmaları istendi. Ne var ki bunda demeyelim. Çalışmaya katılanların yarısı, kendi düşünceleriyle baş başa kalmak yerine kendilerine hafif bir elektrik şoku vermeyi tercih edecekti.

Bu durumda akla temelinde şu soruyu getiriyor. Can sıkıntısına hiç bir biçimde tahammülümüz yoksa, neden böyle bir duyguya ihtiyacımız var?

Can Sıkıntısının Tadını Çıkartalım

aylaklık

Mesela çok aşina olduğumuz bir deyim. ‘İşi gücü yok, aylak aylak dolaşıyor’ biçimindedir. Genellikle kimse kendine bu sözün söylenmesini istemez ve bunu bir eleştiri olarak algılar. Ancak aslında bunun tersi geçerlidir. Aylaklık esnasında yaratıcılık için gerekli olan tüm imkanlar yerli yerindedir. Bunlar dingin bir zihin ve bedendir. Bu ikili de bir araya geldiğinde ortaya beklenmedik sonuçlar çıkar.

Aslına bakarsanız can sıkıntısı canlıların yaşamlarını sürdürmesi açısından da gereklidir. Sıkıldığımızda, herhangi bir uyaran kaynağı ararız. En basit görevler bile bize bir amaç verir. Can sıkıntısı merakımızı tetikler ve yeni deneyimleri keşfetmemiz için bize motivasyon sağlar. 

Bundan sonra canımız sıkılıyor diye şikayet etmek yerine can sıkıntısının insan hayatına kapılar açabileceğini düşünerek bunun tadını çıkaralım. Belki de hiç ummadığımız bir zamanda hiç keşfedilmemiş bir şeyi bu şekilde keşfedebiliriz.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

  • Psychology: Why boredom is bad. And good for you; Yayınlanma tarihi: 24 Kasım 2014; Bağlantı: www.bbc.com
  • Why I Worship The God of Boredom; Yayınlanma tarihi: 3 Ekim 2016; Bağlantı:https://www.under30ceo.com/
  • Why Neuroscientists Say, ‘Boredom Is Good For Your Brain’s Health. Yayınlanma tarihi: 2 Eylül 2020; Bağlantı: https://www.forbes.com/
  • What Is The Evolutionary Purpose Of Boredom? Yayınlanma tarihi: 2 Mart 2023; Bağlantı: https://www.scienceabc.com/

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu