İnsanın belki de en uzun süreli tutkusudur altın. Bu tutku, ona ilk rastlandığı dönemlerden beri öylesine büyük olmuştur ki, bu istek sadece ona sahip olabilme çabasıyla sınırlı kalmamış, altın tüm insanlığın belki de tek ve en büyük ortak değer birimi olmuştur.
İnsan hep kendisi için en güzele, en değerliye, en az rastlanana, en bereketliye altın ön adını vermiş; tüm soyut ve somut varlıkları hep bu değer üzerinden değerlendirmiştir.
Altın aynı zamanda insanın araştırmacı yönünü de tetiklemiştir. Kimyanın en ilkel şekli sayılan simya, altın elde edebilme tutkusuyla doğmuş ve gelişmiştir.
Okuma Önerisi: Simya Nasıl Kimya Oldu?
Önceleri tanrısallık simgesi sayılan ve bu yüzden de tanrılara sunulan adaklara malzeme olan altın, tanrısal iktidarın yerini siyasal iktidara bırakmasıyla, efendi değiştirmiş ve kralların madeni olmuştur. Günümüzde ise gücün simgesi olan para, altını da esareti altına almıştır.
Peki Ama Neden Altın?
Altın aslında kimyasal açıdan ilginç bir madde değildir. Fakat yine de periyodik tabloda, insanın para birimi olarak seçtiği tek elementtir. Peki neden osmiyum ya da krom değil?
Periyodik tabloyu bir düşünelim. Başka ne kullanılabilirdi acaba?
Asil gazlar ve halojenler hiçbir zaman bir para birimi olamaz, bu grubu eleyebiliriz. Alkali metaller ve toprak alkali metaller de çok tepkisel bunlarıda listeden çıkartabiliriz.
Radyoaktif olanları da çıkartalım. Sonuçta cebimize koyacağımız şeyin bizi kanser yapmasını istemeyiz…
Ayrıca para birimi olarak seçilecek şeyin nadir olmasıda gereklidir. Bu düşünce biçimi ile periyodik tabloda doğada bol bulunma özelliğine sahip olan elementleri de eleyebiliriz.
Aslında periyodik tabloyu tek tek incelediğimiz zaman her kutucuğun para birimi olarak kullanılmak adına sakıncalı bir özelliği olduğunu fark edeceksiniz: Kimileri çok nadir, kimilerini eritmek ve işlemek çok zor…
Değerli Metaller
Tüm bunlar bize beş element bırakıyor: rodyum, paladyum, gümüş, platin ve altın. Ve hepsi, değerli metaller olarak kabul ediliyor.
Bu arada tablonun zaman içinde güncellendiğini ve baştan beri tüm kutucukların dolu olmadığını da hatırlamak önemli. Bu nedenle, rodyum veya paladyumu da silmemiz gerekli listeden, çünkü 1800’lerin başına kadar keşfedilmediler.
Platin de listeden silinmek zorunda çünkü platini eritmek çok zor. Platinin erime noktası 1.768 santigrat. Bu durumda geriye iki madde kalıyor: altın ve gümüş.
Peki ama neden gümüş değil derseniz, onu da tercih etmememizdeki temel neden hava ile temasında kararması ve değerli görünümünü uzun süre koruyamaması.
Elimizde kaldı geriye altın…
Altının Kimyasal Özellikleri
1B grubu soy metallerinden olan altının özellikleri arasında, korozyon direnci, sülfürlenmeye ve oksitlenmeye karşı direnç, iyonlaşma serbestisi, diğer metallerle kolay alaşım yapabilme, yüksek elektrik ve ısı iletkenliği sayılabilir.
Doğada oldukça az ama neredeyse katışıksız halde bulunan havadan ve sudan etkilenmeyen, bu yüzden kararıp paslanmayan kolay işlenebilen altın, belki de işte özelikleri ile insanlığın ortak tutkusu olmayı başarmıştır.
Matematiksel