Psikoloji

Akıcı ve Kristalize Zeka: Aradaki Fark Nedir?

Zekanın ne olduğu hakkında düşündüğünüzde, “farklı konular hakkında çok fazla bilgiye sahip olmak” gibi bir şey olduğu fikri aklınıza gelecektir. Bununla birlikte bu tanım insan zekasını açıklamaktan aslında oldukça uzaktır.

Aslına bakarsanız zeka konusu psikolojide en çok konuşulan konulardan biridir. Bazı araştırmacılar, zekanın tek bir genel yetenek olduğunu öne sürerken bazıları da zekanın bir dizi, beceri ve yeteneği kapsadığını savunur. Örneğin hızlı düşünme ve akıl yürütme yeteneği de zekanın bir parçasıdır. Bu tür faktörler, psikologların zekayı akıcı zeka ve kristalleşmiş zeka olarak iki biçimde ele almalarına neden olmuştur.

Akıcı ( Akışkan) ve Kristalize Zeka Arasındaki Fark Nedir?

Akıcı ve Kristalize Zeka
Akışkan ve kristalleşmiş zeka, psikolojideki birçok zeka kuramından biridir. Akışkan zeka, esnek bir şekilde akıl yürütme ve düşünme yeteneğini içerirken, kristalize zeka, yaşam boyunca edinilen bilgi, gerçekler ve becerilerin birikimini ifade eder

Akıcı zeka, benzersiz ve yeni durumlarda problemleri akıl yürüterek çözme yeteneğini, kristalize zeka ise geçmiş öğrenme veya deneyim yoluyla edinilen bilgileri kullanma yeteneğini ifade eder. İki farklı zeka teorisi ilk olarak psikolog Raymond B. Cattell tarafından önerilmiş ve John Horn tarafından geliştirilmiştir. Detaylara geçmeden önce aradaki farkı şu biçimde özetleyebiliriz.

Diyelim ki yaklaşan bir tarih sınavınız var. Haftalardır çalışıyor, notlarınızı okuyor ve detayları unutmamak için not alıyorsunuz. Ezberlediğiniz ve beyninizde somutlaştırdığınız tüm bu bilgiler kristalize zeka sınıflandırmasına girer.

Sınav zamanı yaklaştığınız da ezberde sıkıntılar yaşadığınızı fark ederek farklı bir çalışma sistemi geliştirdiniz diyelim. Örneğin renkli kağıtlara tarihleri yazıp arkasına olaylar yazıp belli bir sıralamaya göre çalışıyor olabilirsiniz. Bu yeni durumda uyguladığınız mantık ve akıl yürütme ise akışkan zekayı temsil edecektir.

Kristalize Zeka Nedir?

Kristalize zeka, çoğu insanın “geleneksel” zeka olarak düşündüğü şeydir. Kısacası, kristalize zeka bildiğiniz “şeyleri” temsil eder. Bu zeka türünü kullandığınızda, önceden var olan bilgilerinizi kullanırsınız. Okulda veya geçmiş deneyimlerinizden öğrendiğiniz bilgiler size yol gösterir. Önceden edinilmiş bilginin kullanılmasını gerektiren görevlerle karşılaştığınızda kristalize zekayı kullanırsınız.

Akıcı ve Kristalize Zeka
İki farklı zeka türünün yaşa göre büyüme eğrileri. Kaynak: https://www.simplypsychology.org/

Bir makaleyi dikkatlice okurken, bir ders sırasında notlar alırken veya yeni bir konu hakkında bir video izlerken, beyniniz bu bilgileri daha sonra kullanabilmek için uzun süreli bellek bankasında saklayacaktır. Bir anlamda, kristalize zeka, kafanızdaki bilgi kataloğunun yanı sıra onu “kullanma” yeteneğidir.

Çoğu durumda, bilgileri doğru bir şekilde hatırlamak bu zeka türünün kapsamındadır. Bilgi birikimine bağlılığı göz önüne alındığında, bu zeka tipi kişinin yaşamı boyunca korunur ve hatta zamanla artar.

Akıcı Zeka Nedir?

Akıcı ve Kristalize Zeka

Kristalize zekanın aksine, akıcı zekanın ölçülmesi çok daha zordur, çünkü kişinin sorunları çözmek için mantığı ve muhakemeyi benzersiz ve özgün yollarla kullanma yeteneğini temsil eder. Akıcı yada akışkan zeka, akıl yürütme, analiz etme ve problem çözme yeteneğini ifade eder. 

Zekanın bu yönünü kullandığımızda, önceden var olan herhangi bir bilgiye güvenmeyiz. Bunun yerine, yeni sorunları çözmek için mantık, örüntü tanıma ve soyut düşünceyi kullanırız.

Matematik problemleri ve bulmaca gibi yeni, genellikle sözel olmayan görevlerle karşılaştığınızda bu zekayı kullanırsınız. Akışkan zekanın kısa süreli hafızanın bir türü olan işleyen hafızayla yakın bağlantısı vardır. ( Ancak bu yazı siz de bir miktar hayal kırıklığı yaratabilir: Bulmaca Çözmek Ve Beyin Egzersizleri Sizi Daha Akıllı Yapmaz)

Akıcı zeka, fizyolojik süreçler ile de ilişkilidir. Bu nedenle bu beceriler insanlar yaşlandıkça azalmaya başlar. Akıcı zekanın pek çok yönü ergenlik döneminde zirveye ulaşır ve 30 veya 40 yaşlarından itibaren giderek azalmaya başlar.

Bu İki Zeka Türü Birlikte Nasıl Çalışır?

Buraya kadar bu iki zeka türüne ve onları birbirinden farklı kılan şeylere özel örnekler verdik. Ancak bu, akıcı zeka ve kristalize zekanın sayısız şekilde birlikte çalışmadığı anlamına gelmez. Örneğin, bir yemek pişirirken, bir tarifteki talimatları anlamak ve uygulamak için kristalize zekayı kullanırsınız.

Diğer yandan baharatları ve diğer malzemeleri zevkinize veya diyet gereksinimine uyacak şekilde değiştirirken ise akıcı zeka kullanırsınız. Benzer şekilde, bir matematik testine girerken, formüller ve matematik bilgisi kristalize zekadan gelir. Öte yandan, karmaşık bir sorunu tamamlamak için bir strateji geliştirme yeteneği, akıcı zekanın ürünüdür.

Yeni bir konuyla karşılaştığınızda, mantık yürütme ve analiz yoluyla konuyu anlamak için genellikle akışkan zeka kullanılır. Konuyu anladıktan sonra, bilgi uzun dönemli belleğe eklenecektir. Bu durumda bilgiyi tekrar kullanmak gerektiğinde ise kristalize zeka işe karışacaktır.

Akıcı ve Kristalize Zeka Gelişir mi?

Yaratıcı olma, alışılmışın dışında düşünme veya yeni fikirler bulma yeteneğimiz genellikle standart zeka testlerine yansımaz. 

Kristalize zeka yaşla birlikte gelişirken veya sabit kalırken, akıcı zekanın ergenlikten sonra oldukça hızlı bir şekilde azaldığını söylemiştik. Sonuçta kristalize zeka, belirli bilgilerin edinilmesi ve saklanması ile ilgilidir. Bu nedenle kitap okumaya, belgesel izlemeye, yeni diller öğrenmeye ve karmaşık konuları keşfetmeye devam ettikçe, kristalize bilgi tabanımız büyümeye devam eder. 

Çoğu uzman, kristalize bilgimizin 60 yaş civarında zirveye ulaştığını iddia ediyor. Öte yandan, akışkan zekanın yaşamın çok daha erken dönemlerinde plato yapması hemen hayal kırıklığı yaşamanıza neden olmasın.

Bu, daha yaşlı bireylerin sorunları çözemedikleri, mantık uygulayamadıkları veya engelleri aşmak için akıl yürütemeyecekleri anlamına gelmez, ancak yaratıcı süreçler ile ilgili bilgileri uygulamak ileri yaşlarda daha zor hale gelir.

2008 yılında, psikolog Susanne M. Jaeggi ve meslektaşları, dört gönüllü grup üzerinde yaptıkları çalışmalarının sonucunda eğitim yoluyla da akışkan zekanın geliştiğini ortaya çıkardılar. Benzer bir protokol kullanan başka bir çalışma, Jaeggi’nin sonuçlarını destekledi, ancak sonraki çalışmalar bulguları çoğaltmadı.

Bu nedenle Jaeggi’nin çalışmasının sonuçları hala tartışmalı kabul ediliyor. Sonuç olarak her iki zeka türünün de gerek problem çözmede gerek bir beceri geliştirmede önemi büyüktür. Her ikisini senkronize biçimde ve verimli kullanmak başarıyı da beraberinde getirecektir. Ayrıca göz atmak isterseniz: Magnus Carlsen Ve Düşünmenin Farklı Türleri


Kaynaklar ve İleri Okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu