
Nesne yüzeylerinin ardına bakarak konuyu aynı anda değişik açılardan sunabilecek geometrik şekilleri vurgulama temeline dayanan kübizm 4. boyutu ilham kaynağı olarak almıştır.
Kübizm adının, Georges Braque‘nin bir tablosunu gören Matisse’in bu tablo için “küçük küpler” sözünü kullanmasıyla ortaya çıktığı söylenir. Picasso ve Georges Braque‘ın birbirine ilk kübist eserleri veren sanatçılardır. Her ikisi de hacimlerin iç içe geçtiği portreler, manzaralar, natürmortlar çizmiştir.

Kübizme yön veren ilke, üçüncü boyutun tuvalin üstüne, perspektifin göz yanıltıcı etkisine başvurmadan yalnız resim öğeleriyle getirebilmesidir. Buna göre perspektif her zaman bir mekân yanıltması ortaya çıkardığından, bundan böyle resimde ele alınmamalıdır.
O nedenle resimler parçalanır, dışa katlanıp açılır, önden ve arkadan gösterilir. Biçim ise tümüyle ressamın egemenliğindedir. Artık yalnız görüldüğü ya da algılandığı gibi değil, düşünüldüğü gibi resme geçilir.
Kübizmin amacı, nesneleri “izleyicinin bulunduğu yerden görebileceği biçimde” değil, değişik şartlarda ve başka açılardan görülebilecek özellikleriyle de ortaya koymaktadır. Bir anlamda resme dördüncü boyut olarak “zamanı” katmanın çabası vardır.
Marcel Duchamp tarafından yapılan bu resim kişinin hem uzayda hem de zaman içinde resmedilmesi denemesidir.

Matematikçiler ve 4. Boyut
XIX. yüzyılın sonuna kadar, n boyut sadece matematikçiler tarafından soyut olarak 3 boyutun bir genellemesi biçiminde kolayca ifade ediliyordu. 1827’de Möbius Augustus Ferdinand “Baryzentrischen Kalkül”adlı eserinde 3 boyutlu bir uzayı 4 boyutlu uzaya genişletmenin yararlarından söz etmişti.
Fakat 4 boyutlu geometri ile ilgili ilk denemeleri görmek için İngiliz matematikçi Arthur Cayley‘in “A Memoir on Abstract Geometry” adlı eserinin yayımlandığı tarihe kadar, yani 1870’e kadar beklemek gerekti.
1880’de Amerikalı Irving Stringham “Regular Figures in n. Dimesional Spaces” adlı eserinde Euler’in formüllerini 4 boyutlu çokyüzlüler için genelleştirdi. l882’de Fransız Matematik derneğinde sunduğu ve 1 yıl sonra derneğin bülteninde yayımlanan makalesinde, 4 boyutlu çokyüzlülerin 3 boyutlu uzaydaki izdüşümlerini gösterdi.
Kübizm ve Matematik
XX. yüzyılın başında, 4. Boyut, bilim sanat ve edebiyatı çok meşgul etmiştir. Çoğu kişi, algıladığımız uzayın 4 boyutlu bir uzayın içinde olduğunu düşü-ür.
Konu ile ilgili fazlaca tartışılan bir soru: Hep aynı uzayda mı ilerliyoruz ya da zamanla uzayı değiştiriyor muyuz? olmuştur. Bu fikirlerin çatışması 4- boyutun resmini vermek isteyen ilginç görsel kaynaklara dayanır. Bunlardan en iyi bilineni, matematikte dördüncü boyutu iki boyutla temsil etmeye yarayan Manning’in hiperküpüdür (H. P. Manning, Hypercube, in Geometry of Four Dimensions, 1914).

Üç boyutlu uzayda bir küp 6 kare,12 ayraç ve 8 köşe içerirken, bir hiperküpün 8 küp, 24 kare, 32 ayraç ve 16 köşe içerdiği görülmektedir.
İlginç bir tesadüf ama XX. yüzyılın başı aynı zamanda kübizmin de başlangıcıdır. 1910 yılında Picasso tarafından yapılan “Portrait d Ambroise Vollard” adlı eser ile Joufrret’nin 1903’te “n boyutlu geometriye giriş ve 4 boyutlu geometride elemanter işlemler” üzerine yazdığı kitabında yer alan “Cavalier de Frappantes” adlı çizimi arasındaki benzerlikler çarpıcıdır.
Fakat Picasso daha sonra şöyle diyecektir: Daha kolay bir yorum getirmek için matematik, trigonometri, kimya, psikanaliz, müzik vs… kübizmle ilişkilendirilmiştir. Bütün bunlar edebiyattır…
Ancak bu iddia, 1900-1930 yılları resim sanatı ile Öklidiyen olmayan geometriler ve 4- Boyut arasındaki ilişki üzerinde ciddi çalışmaları olan, Teksas Üniversitesi Sanat ve Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Linda Henderson’un bu konudaki tezine dayanmaktadır.
Kübizm, zaman geçtikçe görsel algılamadan uzaklaşarak daha çok kavramsal bir hal almıştır. Böylece, kübizm 1910 civarında başka sanatçıların dikkatini çekmeye başlayınca, Picasso’nun ilk amacı değişik olsa da kübizmin amacının “gerçeği doğadan ziyade zihinde resmetmek’ olduğu resmen kabul edilmiştir.
1910 civarında kübizmin doğduğu dönem, dünyamızın yapısının ve gerçeğin algılanış biçiminin çokça sorgulandığı bir dönemdi. Birçok sanatçının, ilk algılamamız ötesinde dünyanın bir 4- boyut içinde olduğu hipotezini kabul ettiği biliniyordu ve bu inanışın kübizmde somutlaştığı görüldü.
1880-1918 yılları arasında yaşamış olan İtalyan asıllı Fransız şair, yazar ve sanat eleştirmeni Guillaume Apollinaire 1911 yılında Pablo Picasso ve Georges Braque ile birlikte Kubist Oda 41 ‘in düzenlenmesine yardım etmiş ve konuyla ilgili yorumunda şu ifadeleri kullanmıştır:
4. boyut sayesinde modern sanata yeni metrik özellik olasılığı sunuluyor. Plastik sanat açısından, 4. boyut bilinen 3 boyut tarafından doğrulmuştur; her doğrultuda, her zaman ebedileşerek uzayın devasalığını gösterir. Bu sonsuzun bir gösterimidir. 4 boyut objelere bir sanat eserinde hak ettikleri oranları veriyor.
Prof. Dr. Erhan Güzel / (İstanbul Kültür Üniversitesi)
Yazı web için düzenlenmiştir. Tamamını incelemek isterseniz bu bağlantıyı kullanabilirsiniz.
Matematiksel