Kampüs

Okuldayken Einstein Matematik Dersinde Gerçekten Kötü müydü?

Matematik ile arası hoş olmayan birçok kişinin avuntularından biri “Einstein bile matematikte kötüymüş, benim ki nasıl iyi olsun” gibilerinden sözlerdir. Peki gerçek bu mudur acaba? Einstein başarısız bir öğrenci miydi? Özellikle matematik dersinde kötü müydü? Yanıt gayet basittir. Hayır, kötü değildi. Bu bir şehir efsanesidir.

Okuldayken Einstein Matematik Dersinde Gerçekten Kötü müydü?

Albert Einstein’ın dehası yetiştirilmesi sırasında ortaya çıkmadı. 14 Mart 1879 yılında, Almanya’nın güneyindeki Ulm şehrinde dünyaya geldi. Doğduktan bir yıl sonra ailesi Münih’e taşındı. Kendisi küçük yaştan itibaren deha belirtileri gösteriyordu. 10 yaşına kadar Albert, matematiksel düşünmeyi öğrenecek ve etrafındaki dünyayı giderek daha iyi kavraması için bir çıkış noktası olarak makine ve mekanik cihaz tasarımı yapacaktı. 

Einstein’ın okul notları bir iyi bir kötü gidiyordu. İlk sınıfı atlamasına rağmen ilkokulda gayet başarılıydı, sürekli iyi notlar alıyordu. Fakat ortaokula geldiğinde dersleri konusunda seçici olmaya başladı, matematik ve Latince gibi sevdiği derslerde yüksek notlar alırken, Yunanca gibi nefret ettiği derslerde başarısız oluyordu.

Einstein, askeri tarzda katı bir okul sisteminden hiç hoşlanmadı, ama kendi başına öğrenmekten hep zevk aldı. Max Talmey adındaki bir aile dostu tarafından kendisine verilen bir kitap, (Euclid’in Elementleri) onun kutsal geometri kitabı oldu. Einstein on iki yaşına geldiğinde kendi kendine yüksek matematik öğrenmeye başlamıştı ve okuldaki müfredatın çok ötesindeydi. Aşağıda Einstein’ın 17 yaşında aldığı lise karnesini görüyorsunuz.

Okuldayken Einstein Matematik Dersinde Gerçekten Kötü müydü?
Albert Einstein’ın 17 yaşındayken 1896’da aldığı karnesi. Karnede notlar 6 üzerinden değerlendiriliyor. Yani en yüksek not altı. En düşük not ise bir.

Puanlamada 6 en yüksek, 1 en düşük not. Bu durumda karneye baktığımız zaman en düşün notunun Fransızca (3) olduğunu görüyoruz. Geometri, matematik derslerinden de aldığı not tam puan yani 6. Defalarca tekrarlanan bu asılsız söylenti, not cetvellerinin yanlış yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. 

Einstein’ın Eğitim Hayatı Hakkındaki Bazı Şehir Efsaneleri

Okuldayken Einstein Matematik Dersinde Gerçekten Kötü müydü?

Einstein devam ettiği okulu hiç sevmiyordu. Ailesi mali sıkıntılar yüzünden İtalya’ya taşınmak zorunda kaldığında, aradan birkaç ay bile geçmeden okulu bırakarak onlara katıldı. Kendi başına üniversite giriş sınavına hazırlanma sözü verince ailesi biraz olsun rahatladı.

1- İlk girişinde üniversiteye kabul edilmemesi, sınava ikinci kez girmek zorunda kalması.

Einstein, Zurich Polytechnic Institute’ün (Zürih Politeknik Okulu) giriş sınavı için başvuruda bulundu. Yaşının çok küçük olması nedeniyle okul yönetimi onu sınava almak istemedi. Annesi üniversite yönetimini oğlunun özel bir çocuk olduğuna ikna ettikten sonra, sınava almayı kabul etti.

Ancak matematik ve fizikte başarılı olmasına karşın, Fransızca sınavında başarısız olduğu için sınavı geçemedi. Okul yöneticisinin tavsiyesiyle Einstein bir yıllığına İsviçre’de bir liseye devam etti. İsviçre’deki okul, Einstein’ın sevmediği Alman okullarının aksine, öğrencilere bağımsız düşünebilecekleri bir eğitim ortamı sağlıyordu. O yılın sonunda Einstein, sınıfın en yüksek notlarını alarak üniversiteye girecekti.

Okuldayken Einstein Matematik Dersinde Gerçekten Kötü müydü?
Albert Einstein 14 yaşındayken

2- Matematik Bölümü’nü bırakıp Fizik Bölümü’ne geçmesi.

1896 sonbaharında Einstein, yaşı hala küçük olmasına rağmen, fizik okumak için Zürih Politeknik Okulu’na girdi. Şehir efsanesine göre Einstein, matematikte iyi olmadığı için Fizik Bölümü’ne geçmiştir. Ama, işin aslı bunun tam tersidir. Einstein matematikte zaten her şeyi bildiğine, bu yüzden de bu bölümde okumanın kendisine bir şey katamayacağına inanıyordu. Bu nedenle, yeni şeyler öğrenmek için de Fizik Bölümü’ne geçti. İki yılın sonunda Einstein girdiği sınavlarda çok başarılı oldu ve sınıfını birincilikle bitirdi.

3- İş bulamaması:  

Gerçekten de Einstein, 1900’de mezun olduktan sonra iki yıl umutsuzca üniversitelerde iş aramış ancak, başaramamıştır. Ancak bu durumunu matematik ya da diğer derslerindeki başarısızlığına bağlamak çok yanlış olur. O dönemin fizik alanındaki en önemli keşfi James Clerk Maxwel’in elektromanyetizma kuramıydı. Einstein, elektrik ve manyetizma dersini anlatan profesörün bu kuramdan bahsetmediğini görünce, fena halde düş kırıklığına uğramış ve devamında kaba davranmaya ve eleştirel olmaya başlamıştı.

Einstein 1905

1900 yılında Politeknik’ten mezun olduktan sonra Einstein, fizik alanında doktora yapmak istedi, fakat kendine düşman ettiği profesörler doktorasına engel oldular. Bunun yerine Bern’deki İsviçre Patent Bürosu’nda kontrol görevlisi olarak işe başladı. Einstein’ın yeni işi onu üniversitenin bilimsel dünyasından soyutlamıştı, artık akranlarının ve güncel eğilimlerin etkisinde kalmadan, tek başına bilimsel çalışmalarına devam edebilecekti.

Her ne kadar sıradan olsa da bu iş, ofis görevlerini birkaç saat içinde kolaylıkla tamamlayabildiğini ve günün geri kalanını yazı yazarak ve araştırma yürüterek geçirebildiğini fark eden Einstein için mükemmel bir seçim oldu. Bunun sonucunda 1905 yılında henüz 26 yaşındaki Einstein, bilim dünyasını değiştirecek beş makale yayınladı.

Özellikle üçü, modern fiziği bugünkü formuna dönüştüren iki devrimin önünü açtı. İlki kuantum kuramını başlatan atom ve molekül fiziğiydi. Diğer ikisi ise uzay ve zaman algımızı değiştiren izafiyet kuramı hakkındaydı. Einstein ile ilgili daha fazla şehir efsanesine göz atmak isterseniz. Einstein’la İlgili İnanmaktan Vazgeçmeniz Gereken Şehir Efsaneleri


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

SİNAN İPEK

Yazar, çizer, düşünür, öğrenir ve öğretmeye çalışır. Temel ilgi alanı Bilimkurgu yazarlığıdır. Bunun dışında Matematik, bilim, teknoloji, Astronomi, Fizik, Suluboya Resim, sanat, Edebiyat gibi konulara ilgisi vardır. Ara sıra sentezlediklerini yazı halinde evrene yollar. ODTÜ Matematik Bölümü mezunudur ve aşağıdaki başarılarıyla gurur duyar:TBD Bilimkurgu Öykü yarışmasında iki kez birincilik, 2. Engelliler Öykü yarışmasında birincilik, Ya Sonra Öykü Yarışması'nda finalist, Mimarlık Öyküleri Yarışması'nda finalist, 44. Antalya Altın Portakal Belgesel Film Yarışmasında finalist. Ithaki yayınları Pangea serisinin 5. üyesi "Beyin Kırıcı" adlı bir romanı var. https://www.ilknokta.com/sinan-ipek/beyin-kirici.htm

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu