Kampüs

Geçmişten Günümüze Eğitim Sistemi İlgili 15 Kehanet

Eğitim sistemi gelecekte nasıl olacak? Bu soruyu yüzyıllardır soruyoruz. Cevap verebilmek için aslında bir çok şey düşündük. Bunlardan kimisi gerçekleşti, kimisi ise ise hayalden öteye geçemedi. Bu yazıda, bir zamanlar eğitimi radikal bir şekilde değiştireceği düşünülen, ama sonradan tarihin yaprakları arasında kaybolan,15 teknolojik öngörüye göz atalım.

1. Bilgileri Beynimize Işınlayan Elektrikli Kitaplar

Fransa Ulusal Kütüphanesi (BnF), 2000 yılındaki yaşamı betimleyen 1910’dan kalma harika bir baskı koleksiyonuna sahiptir. Bunlar Villemard adlı Fransız bir sanatçıya ait çizimlerdir. Onun hayal ettiği 2000’li yılların dünyasında robot berberler, tüm havayı kaplayacak kadar çok uçan araç vardı. Bunlara ek olarak geleceğin öğrenme makineleri de vardı. Bu elektrikli makineler kitapları işitsel şekle çevirerek tüm bilgileri doğrudan öğrencilerin kafasına ışınlıyordu. Aslında güzel bir düşünceymiş :)

2. Jiroskobik Araçlar

Iowa eyaletinde Spirit Lake Beacon adlı gazetenin 17 Mart 1912 sayısında yeni ulaşım teknolojilerinin yükselişiyle beraber “mesafelerin yok olacağı” yazıyordu. Artık eğitime ulaşmak için yürümeye gerek kalmayacaktı. Geleceğin okulları için ulaşım sistemimiz otomobil, şehirlerarası ray sistemi, tek raylı demiryolu, jiroskopik arabalar, teleferikler, hava basıncıyla çalışan metrolar, uçan araçlar gibi araçlar ile olacaktı. Bunların çoğu günümüzde artık bir hayal değil.

3. 1920’lerin Hareketli Resimleri

18 Mart 1920 tarihli Cedar Rapids gazetesinin haberine göre, geleceğin öğrencileri tarihi sadece kitaplardan öğrenmeyecekti. Filmler gelecek nesillerin geçmişi daha iyi anlamalarına yardımcı olacaktı. Eğitim sistemi ile ilgili bu kehanet elbette gerçekleşenler arasında.

4. 1924 Radyo Kitabı

1920lı yılların başında, radyo sadece entelektüellerin oyuncağı olmaktan çıkıyor ve popüler hale gelmeye başlıyordu. Radyonun çok kısa bir zamanda her yerde –hatta kitaplarımız içinde –  olacağı hayal ediliyordu. Science and Invention adlı derginin Kasım 1924 sayılı yayınında radyonun sınıflara girmesiyle çocukların ödev yapmayı sevecekleri iddia edilmekteydi. Radyo gerçekten hayatımıza girdi ancak öğrencilerin bu sayede ödev yapmayı sevip sevmedikleri elbette tartışılır.

5.  Televizyona Aktarılan Kara Tahtalar

1930ların başında televizyon teknolojisinin avantajlarını ilk fark eden kurumlar genellikle üniversitelerdi. Bu teknoloji sayesinde derslerin, özellikle kırsal kesimde yaşayan öğrenciler için ulaşılabilir olacağı düşünülüyordu. Radyonun yetersiz kaldığı durumlarda bu işi televizyon gerçekleştirecekti.

Shorth Wave Craft’ın Nisan 1935 sayısı bu olanakları şöyle sıralamış: Radyo yayını, grafik ve resimler ile açıklanması gereken geometri ve buna benzer konularda ders vermek için oldukça kullanışsız. Mevcut bu durum, televizyonun bu amaç için kullanılmaya başlanılmasıyla kıyaslandığında matematik, geometri ve diğer bir sürü ders çok kolay hale gelecek.

6. 1930’larda ve 40’larda Uzun Süreli Kayıtlar

1930 – 40’larda uzunçalar plaklar, eğitim amaçlı olarak da kullanılırdı. 1934’de Amerikan Körler Derneği Ulusal Kitap Yayıncılarıyla sesli kitap çağını başlatan bir anlaşma yaptı. Uzunçalar teknolojisi hala emekleme dönemindeydi. Fakat konuşulan kelimeler oldukça iyi duyulabiliyordu. Bu da görme kusuru olan insanlar için tamamen yeni bir dünyanın kapısını açtı.

7. Televizyon Öğretmenleri

20 Mayıs 1938’de New York Üniversitesi profesörlerinden Dr. C. Clark, RCA (Amerika Radyo Kurumu)’nun 62. Katına öğrencilerini götürdü. Öğrenciler, eğitimin geleceğini yani televizyonlarla dolu bir geleceği görmek için oradaydı. Zaman, televizyonun, tüm Amerikalıların evlerine girmesinden on yıl önceydi. Fakat Dr. Clark’ın testi için orada bulunan NBC (Ulusal Yayın Şirketi) eğitim danışmanı Dr. James Rowland Angell, bu konuda oldukça iyimserdi: “Bundan beş yıl sonra, televizyonun sınıflarda daha çok kullanılacağını umut ediyorum.”

8. Bas-Konuş Eğitim

2. Dünya Savaşı sonrası doğum oranındaki yüksek artış Amerikan eğitim sistemini üzerinde bir baskı oluşturdu. Bir sürü çocuk ve çok az öğretmenle bir okul ne yapabilirdi ki? 1950’lerin sonlarında, bu sorunun cevabı, daha fazla teknoloji oldu. Closer Than We Think adlı karikatür dergisinin 5 Mayıs 1958 sayısının konusu, “Bas-Konuş Eğitim”di. Karikatür, aşırı nüfus yoğunluğundan kaynaklanan problemlerin, her çocuğun sıra gibi kullanacağı kendine ait yüksek teknolojili çalışma alanına sahip olmasıyla çözüleceği bir dünyayı resmetti.

9.  1950’lerin ve 60’ların Robot Öğretmenleri

1950lerin sonları ve 1960ların başlarına geri döndüğümüzde, geleceğin robot öğretmenleri hakkında o kadar çok abartılı reklam vardı ki, en sonunda Ulusal Eğitim Birliği bu konuda bir beyanat vererek vermek zorunda kaldı: “Robot Rosey’in çocukların hayatına girmesine daha çok var.” Oaklan Tribune’un 24 Ağustos 1960 yılındaki basımı, haberi  “Ulusal Eğitim Birliği Velilerin Robot Öğretmen Korkusunu Yatıştırdı” başlığı ile yayınlandı.

10. 1964’ün Otomatik Öğretmeni

1964’te New York Dünya Fuarında, 8 361 metre karelik Eğitim Binası, en son ve en büyük eğitim teknolojileriyle dolmuştu. Ayrıca fuar, eğitimi 21. Yüzyıla ilerletecek işitsel ve görsel harika olan  “Otomatik-Öğretmen” gibi konseptlerle, ziyaretçilerin geleceğe bir bakış atmalarını sağlamıştı

11. 1971’in Cevap Makinesi

Günümüzde internet arama motorlarının verdiği bilgileri doğru kabul ediyoruz. Fakat 1970lerin başlarında bu elbette mümkün değildi. 1971 çocuk ansiklopedisinden alınan bu iki sayfa bize gösterdiğine göre bu, öyle sihirli bir “Cevap makinesi” ki sadece yazılarla cevap vermekle kalmıyor ayrıca sizin sorunuza yönelik olan araçları görmenizi ve duymanızı sağlıyordu.

12. 1980’lerin Kişisel Robotları

1980lerde, Newton gibi robotların evlerde köklü değişikler yapacağı bekleniyordu. Robot uşağınız, ailenizin bekçi köpeği, sizin kişisel asistanınız ve hatta sizin en güvenilir dostunuz olacaktı. Fakat Newton gibi robotlar, ayrıca sizin ev ödevi arkadaşınız olacak, gerektiğinde sınav yapacak ve hatta geri bildirim verecekti. Bu sürece oldukça yakınız gibi gözüküyor.

13. 1981 Ödev Makinesi

Neil Ardley tarafından 1981’de kaleme alınan “World of Tomorrow: Work and Play” (Geleceğin Dünyası: Çalışma ve Eğlence) adlı kitaba göre, kendi hızınızda öğrenme, bilgisayar devriminin en büyük faydalarından birisi olacaktı.

Kitaba göre, çok ileri bir gelecekte bilgisayarlar, sınıf ve öğretmenlere olan ihtiyacı tamamen ortadan kaldıracaktı. Sınıfta oturup her dersi belirli bir öğretmenden öğrenmek yerine, öğrenciler kendi başlarına bilgisayarlardan öğrenebileceklerdi. Ders tercihlerini kendileri yapabilecek ve onlar öğrenirken öğretmenlerde yardım için orada bulunacaklardı.

14. Gezici Okul

Yerinde görmek varken, kim Mısır Piramitlerini kitaptan okumak ister ki? 1982 yılında The Whole Kids’ Future Catalogue (Tüm Çocukların Gelecek Kataloğu) adlı kitabının 1980lerin çocuklarına gezici okulları geleceğin yeni trendi olacağını vaat ediyordu. Dünyanın etrafında dolaşan bir zeplinde dersler asla sıkıcı olmayacaktı!

15. Görüntülü Telefon

1987 yılında geleceğin sınıflarını anlatan bir reklam, sakatlanması nedeniyle evde kalmak zorunda olan genç bir adamın hikayesini anlatıyordu. Bu adam, iş arkadaşı ile ortak bir sunum hazırlamak için görüntülü telefon kullanıyordu. Aslında o zamanlarda da görüntülü telefon vardı. İlk görüntülü görüşme, AT&T tarafından geliştirilen Picturephone II ile günümüzden 50 yıl ön gerçekleştirildi. Ancak elbette bunun eğitim sistemimize dahil olması o dönemde sadece bir hayal idi.


Kaynakça: 15 Technologies That Were Supposed To Change Education Forever; http://www.gizmodo.com.au/

Matematiksel

Batuhan Erdik

Grafik tasarımcısı ve bilgisayar meraklısı...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu